| |
Bir birçok Müslüman
kardeşimiz, Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizin kabrinin nerede olduğunu
bilmediği gibi, çok bilmiş geçinenlerde bilgi kirliliği yüzünden “yeri tam belli değildir” diyerek
geçiştirmektedirler. Bu durumun ortaya çıkmasında Suud yönetiminin Vahhabî olup
kabirlere karşı farklı tutumları veya sünnî ve şiâ kaynaklarının bir noktada
birleşmemeleri ihtilafların oluşmasına zemin hazırlamıştır, denilebilir.
Rivayetlerde, Annemizin kabrinin yeri hakkında üç yerden biri üzerinde durulur.
a) Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve
sellemin kabrinin kenarında.
b) Cennet’ül
Bakî Kabristanında.
C) Mescid'un- Nebi'de; Hz. Rasûlullâh sallallâhü
aleyhi ve sellemin kabri ile minberi arasında.
Yukarıda mekanlar,
kabrin bulunduğu yerler olarak bahsedilse de; taassuptan, mezhebi kaygılardan
uzak ve objektif tarafıyla Evliya Çelebi,
“Seyehatnâme”si (1671-1672) ndeki yıllarına ait Hicaz Seferi ile ilgili
malumatlarını kayda geçerken açık bir
şekilde konu başlığı altında Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizin kabr-i
saadetinin durumu beyan etmiştir. Tarihi içerikleri ile faydalı bir kaynak
olarak kabul edilen “Seyahatnâme” göz ardı edemeyeceğimiz bir kitaptır. Evliya
Çelebi 1671 yılındaki Hz. Fatıma aleyhisselâm validemizin kabrinin, bilginin ve
durumun gerçeğini beyan etmiştir. Bu nedenle günümüz hacılarının bu bilgi ile
aydınlatılması üzerimize bir borçtur.
Orijinal
dili ile “Seyahatnâme”de konu şu şekilde geçmektedir.
Bunlar dahi Hazreti Resaletpenâhın kubbesi sahası dâhilinde
başka şebeke içindedir Amma şebekelerinin kıble canibi Resulü Hudanın şebekesine muttasıldır. Amma kendüleri
Hazreti Resul gibi cibinlik
içinde değildir Zer enderzere müstagrak sandukları ile
aşikardır Bu mahalle dahi âdâb ile gelüb bu duayı
okuya
diyüb şefaatlerin reca iderek
ruhu şerifleriyçün fatiha (i) şerif tilâvet olunur.
Bu Medine şehri icre bir kız vücude gelse bu merakadi
Fatımeye getiriib bir saat mikdarı
dururlar ve Hazreti Fatımanın mevlûdu şerifler (i) sene
nübüvve Mekkede vücude gelmişlerdir Müddeti ömrü azizleri sene cümle
sâdâtı kiramın silsileleri bunlara müntehi olur. (s.634)
Bu bilgiye ek olarak (s.637) Evliya
Çelebi cibinliği izah ederken şu notu tekrar düşmüştür.
[Hazreti Eba Bekir dahi ol cibinliğin içinde Hazretin mübarek
uylukları sağında ol beraberlikde siyah kâbe örtüsü ile puşide sanduka içinde
Hazreti Omer ibnül Hattab asudedirler. Bu kubbei âlide bunlardan kimesne
medfun değildir. Hazreti Fatıma bu kubbeden hariç sahasında medfundur. Ve bu
cibinlik ile taşra demir şebeke mabeyni üç adım vasi bir yerdir Ve seraperdenin
canibi erbaası devir olunur bir yerdir.]
Bu meselenin acıklı tarafı Rasûlullâh
sallallâhü aleyhi ve sellemin biricik kızının kabir yerinde bu bilgilerden
birçok hacı kardeşimizin gafil veya şüphe ile hareket etmeleridir. Rasûlullâh
sallallâhü aleyhi ve sellemi ziyaret ederken, Efendimizin şebekesinin güney
tarafında Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizi ziyaret etmeyi unutmamalı dostları
uyandırmalıyız.
İhramcızâde İsmail Hakkı
Kaynak:
Evliya Çelebi Seyahatnamesi Anadolu,
Suriye, Hicaz (1671-1672) (Dokuzuncu Cilt) 1935 İstanbul Devlet Matbaası
Günümüz Türkçesiyle
Bunlar da, Rasûlü
Ekrem’in kubbesi altında, başka kafes içindedirler. Buraya da edeple girip “Esselâmu
aleyki yâ Fâtımat’üz-Zehrâ, yâ binti Rasûlallah..” deyip şefaatleri için
Fâtiha okunur. Medine’de bir kız çocuğu doğsa buraya getirip bir saat kadar
dururlar. Sâdât-ı kirâmın hepsinin silsilesi bunlara ulaşır.
Velinimetimiz Hüseyin Paşa ile Rasûlüllah’ın kubbesi
içine girdiğimizi beyan eder.
Evvela temiz, helal
elbiseler giyip, devamlı salâvâtı şerife getirmek gerek. Şeyhül- harem, 12
tavaşi ile, ellerinde buhurdanlar, gülapdanlar, Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve
sellemin kafesi önüne gelirler. Evvela Şeyhülharem, paşanın kemerine bir beyaz
futa kuşatıp, eline bir süpürge verir. Hakir ile birlikte yedi adam olduk.
Herkesin elinde birer süpürge vardır. Padişahın vekili Şeyhülharemdir. O da
eline bir süpürge alır. Kafesin kapısı açılır. 12 harem ağası içeri girip
kapıyı kaparlar ve hiç kimseyi içeri koymazlar. “Ya Rasûlallah’ın kızı”
diye içeri girerler. Çünkü Hazreti Fâtıma’nın kabrine, Rasûlü Ekrem’in
mübarek kabrinin yanından girilir.
Paşa ve hakir yeri
öpüp, şefaatlerini dileyip, yeri süpürmeye başladık. Onbeş kişi ile Ravza-i
Mutahhare’de kaldık. Ama bende can kalmadı. Aşkından mest oldum. Sonra mübârek
ruhlarından yardım istedim. Aklım başıma gelip üç kandil yaktım. Bu kubbenin ta
ortasında asılı bir cibinlik vardır. Değeri cihan değer, içeri kimse
giremez. Çünkü Allah’ın sevgilisi burada yeşil dokuma Kâbe örtülü sanduka
içinde yatar. Burada o kadar kıymetli mücevherler, kandiller, şamdanlar vardır
ki hesabını Cenâbı Hakk bilir. Senede bir kere hademeleri girip tozlarını
alırlar.
Hazreti
Ebu Bekir ile Hazreti Ömer de bu kubbe içindedir. Hazreti Fâtıma kubbenin
dışındadır. Bu cibinlik ile dışarıdaki kafes arası üç adımlık
yerdir ve zemini akik, firuze, zeberced, billur, necef gibi en kıymetli
taşlarla döşenmiştir. Onun için halı ile örtülü değildir. Kubbe içindeki
altıntoplar mücevherler, asılı kandilleri görenin aklı perişan olur. Kubbe
içinde bunlara yer kalmayıp yetmiş seksen yere zincirlerle kubbenin köşelerine
küme küme asmışlar.. Adam boyunca altın şamdanlar vardır. Ve Rasûlü Ekrem’in
önünde örtüye dikili iki parça elmas var ki biri yetmiş kırattır. Allah bilir
gece baktım, ışığından kubbe nur gibi idi. Bazı kimseler ışığında ders okurlar.
Bu kubbe elli arşın yüksektir. Kubbenin etrafında “Allâhu nûru’s-semâvâti
velardı meselü nûrihi kemişkaâin fiha misbâhin” âyeti yazılmıştır. Böylece
ziyaret edip dışarıya çıktım.
Kafesin üzerinde “Ellezine
yettebiûne’r-Rasûlen nebiyyel ümmiyyillezî yecidûnehu mektuben indehüm
fi’t-tevrati ve’l-incil” âyeti yazılıdır.
Ve yine burada “Ve
kefâ billahi şehîden” âyeti yazılıdır. Velhasıl gücümüz yettiği kadar
yazdık. Gençliğimde 50 senesinde hakir rüyamda müezzinlik edip, mübârek
ellerini öpüp buyurdular ki “Şefaati, ziyareti, seyahati Elfâtiha..”
Hamdolsun nutukları bu sene husûl buldu.
Şam’dan Müzeyrib
Kalesi'ne gelip orada çadırdan onyedi gün çıkamamıştık. Bu onyedi günde yedi
hatmi şerif okuyup, birini Vedduhâ, birini Yâsin, bir kaçını İhlâs surelerinde
bırakmıştım. Hamdolsun hepsini burada tamamlayıp hediye ettim ve şefaatlerini
rica ettim. Hatta hatm-i şerifin birini öğle namazında müezzinler mahfelinde
tamamlayıp bahr-i tavil üzere bir duâ ettim ki, bütün hacılar şaşırıp kaldılar.
Burada bütün ziyaretlerimiz tamam oldu.
Kaynak:
SEYAHATNAME(Kısaltılmış Versiyon) Evliya Çelebi bin Derviş
Mehmet Zillî (1611, İstanbul - 1682, İstanbul) Sadeleştirerek Çevirenler:
Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Mümin Çevik, Eserin Çevirisinden Özetleyen: Sabri
Yılmaz, Yeni Şafak, 2006, İstanbul, s. 608-610
Hücre-i Saadete
ait olan bu fotoğraflar ise yine 2010 yılına ait olan son ziyaretten... 2011
yılı boyunca açılmayacağı için Hücre-i Saadetin çekilen son görüntüleridir.
Hücre-i Saadetin Batı (Cennet Bahçesi) tarafından
çekilen fotoğraf. İlk kırmızı kare Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemin mübarek
başının hizasıdır. İkincisi Hazreti Ebubekir Efendimiz ve Hazreti Ömer
Efendimizin mübarek başlarını gösteren kırmızı karelerdir.
Hazreti Fatıma Annemizin Kabr-i Şerifi
(Zayıf bir rivayete göre Hazreti İsâ aleyhisselâmın
kabri olacak denilse de bu bilginin doğruluğunda şüpheler bulunmaktadır. Eğer
bu husus hakkında açık bir bilgi olsa idi Evliya Çelebi, “Seyehatnâme”sinde
izah buyururdu.)
Hazreti Fatıma annemizin mihrab-ı
şerifleri. Hücre-i Saadetten iç arka görüntü.