![]() ![]() ![]() ![]() |
[1]
Ey Rabb´imiz; Sen çok yücesin, her kusurdan pak ve münezzehsin. Sen, celâl
ve ikrâm sahibisin.
Ey Allah´ım verdiğin nimetler için, Sana layık hamd ile şükür ederiz. Seni
tespih ve takdis ederiz. İlham ettiğin hidayetlerden dolayı şükürler olsun;
Sunmuş olduğun bol ve kâmil bağışlar, eşsiz ve benzersiz geniş ihsanlar ve
lütfettiğin tüm nimetlerin için övgüler olsun.
Kuvvet ve gücün yalnızca kendinde, yaratılmışların açılması ve kapanması
kendisi ile olan Allah´ım, şükürler olsun.
Ey Allah’ım, önceden olan bir şeye dayanmadan ve bir eş ve benzerin
olmadan, yaratıkları yaratmaya muhtaç değilken ve yaratmada kendine bir faydası
yokken, kendi güç ve dileğinle her şeyi var ettin.
Gözlerin Sen´i görmesi, dillerin sıfatlarını beyan etmesi ve kavrayışların
mahiyetini anlaması imkânsızdır. Sadece hikmetinin sağlamlığını bildirmek,
itaati hususunda uyarmak, kudretini aşikâr etmek, mahlûkatını kulluğa çağırmak
ve çağrını güçlü kılmak için bizleri vücuda getirdin. Sonra da bizleri kendi
gazabından korumak ve cennetine sevk etmek için, itaatin karşısında mükâfatı ve
isyanın karşısında da azabı vaat ettin.
Ey Allah’ım, şahadet ederiz ki, Sen´den başka bir ilah ve ortağın yoktur;
birsin; Sen âlemlerin Rabb´isin.
Biz, Senin kulların, gücümüz yettiği müddetçe Senin ahdin ve va´din
üzereyiz. Yaptıklarımızın kötülüğünden Sana sığındık. Bize verdiğin nimetini
anarken günahımızı da arz ederiz ki, bizi dilersen affedersin. Nefsimize
haksızlık ettik, günahlarımızı itiraf ediyoruz. Bütün günahlarımızı affetmeni
diliyoruz. Çünkü günahları ancak Sen bağışlar ve affedersin.
Ey Allah’ım, nimetlerini artırarak bizleri şükretmeye çağırdın. Nimetlerin
sayılmaz, şükrün eda edilmez ve ebedi oluşların idrak olunabilmeleri
imkânsızdır.
Ey Allah’ım, takdir ettiğin şeylerin her durumundan haberdarsın ve işlerin
sonunu ve olayların akışını en güzel bilensin.
Ey Allah’ım, aklımızın kavrayabilmesi için tevhit düşüncesini apaçık
kıldın. Tevhidin özünü ihlâs kıldın ki, kalbimiz ona bağlansın.
Allah’ım, Senden hakkıyla korkmayı ve ancak Müslüman olarak ölmeyi bize
nasip kılmanı diliyoruz.
Allah’ım Senden gerçekten korkmayı başarabilmek için ilmimizi artır.
Ey yakaranlara cevap veren, ey imdat isteyenlerin imdadına koşan, Ey güven
isteyenlere emniyet sağlayan, üstün yardımınla bizi kuvvetlendirmeni diliyoruz.
Kur´an-ı Kerim´de belirttiğin yardımla bize yardımda bulunman ile nimetlere kavuşalım.
Allah’ım emrini tamamlamak, kendi hükmünü geçerli ve kesin kılmak için
Fahri Âlem Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizi son rasül
olarak gönderdin.
Şahadet ederiz ki, Fahri Âlem Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem
Efendimiz, Sen´in kulun ve son resulündür.
İnsanlar ve cinler Efendimiz sallallâhü aleyhi ve selleme iman ettiği gibi
canlı ve cansız bütün eşyada iman etti.
Kıyamette diğer ümmetlere karşı Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemi
ihsan ederek kulluğumuzu artırdın. Nimetini bollaştırarak da bizden şükür
etmeyi istedin.
Yaratmadan önce O´nu seçmiştin. Beşer olarak göndermeden beğenmiştin.
Âlemleri yaratmadan önce yani mahlûklar gayb âleminde korkunç perdeler altında
saklıyken ve yokluk sınırının eşiğinde bulunurken O´nu Ahmet (beğenilmiş)
olarak isimlendirdin.
Bizlere Habîbin sallallâhü aleyhi ve sellemi göndermeden önce ateş dolu bir
uçurumun kenarında, taşın dibinde kalmış, hemen içilip tüketilecek olan bir
yudum su; aç kişinin fırsat gözetmeden kapıp yiyeceği bir lokma; düşmanların
ayakları altına düşmüş bir insanlardık. Güçlülerin belasına uğramış, azgınların
elinde tutsak ve aşağılık bir hale düşmüş; insanların saldırıp yok etmesinden
korkar olmuştuk.
O’nu son rasül olarak gönderdiğinde, insanlar O´nu tanımalarına rağmen
bilerek inkâr ettiler.
Ey Allah’ım Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemin nuruyla üzerimize
çökmüş karanlıkları aydınlığa çevirdin. Kalplerimizdeki küfrün düğümlerini
çözdün; gözlerimizden şaşkınlık perdelerini giderdin. Böylece O, bizi
sapıklıklardan kurtardı ve kör olan gözlerimizi açtı. Bizi sağlam dine davet
etti ve hidayet eyledi.
Ne zaman ki, Allah’ım O’nu beşeri olarak aramızdan alınca bizdeki nifak
düğümlerimiz tekrar açığa çıktı; din gömleğimiz yıprandı. Hâlbuki hakikatler
açık, hükümlerin nurlu ve belirgindir; sakındırdığın şeyler ortada ve emirlerin
açıktır. Ama bizler onları düşünmeden arkamıza atık. Ancak bizler sırt
çevirmeyi hiçbir zaman istememiştik.
Bu halimizi fırsat bilen şeytan ve arkadaşları başını kendi yuvalarından
çıkarıp, bizleri kendisine doğru çağırdı. Bizlerin de onun davetini
kabullenmeye ve meyilli olduğumuzu gördüğünde; bizi tahrik edip; kışkırttı,
yoldan çıkartmaya çalıştı.
Ey Allah’ım, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz bizim sığınak
yerimizdir. O´nun vasıtasıyla bizi kurtarmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, ilk yaratılışta O´nu yarattın. Gördüğümüz ve görmediğimiz
nurun şah damarı Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemi yaratılış hakikatinin
mayası kıldın. Varlığından dolayı insanlık şeref buldu. Maddî ve manevî âlemler
O´nunla var oldu. Fazilet hazinesini O´na teslim ettin. O da hazineyi
yaratılmışlara kabiliyetleri miktarınca emrinle dağıttı.
Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ezeli yurdundan isimler yurduna inen
ilâhî emirlerin vasıtasıdır. Sana kavuşmanın mertebelerini ancak O´nun yanında
bulabiliriz.
O Seni tanıtmak için ilâhî yurdundan terk edip, beşer âlemine gelmiştir.
O öyle bir incidir ki, elmaslar, yakutlar, hareketler, durgunluklar ve
bütün şeyler O´ndan çıkar. O, birlik ve birin arasındaki ince latif çizgidir.
İlâhi hitaplarından çıkan suretlere O´nu sebep kıldın. Beşeriyetin
anlayışından saklanmış sırları Manevî levhalardaki kalemler, O´nun eliyle ancak
yazabildiler.
Besmeleyi O´nsuz manaya getirmedin. O mana ki, her şeydir.
Ol dediğin şeyde ancak O´nunla oldu. Çünkü nisbetler ve maddenin sırlarını
O´na bağladın.
Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemi zahir ve batının çözüm anahtarları
yaptın. Kulluk ve rabliğin sırlarını O´nda toplandın.
Ey Allah’ım, O vacib ve mümküne vakıf iken O´nu beşeriyet âleminde
gösterdin. O´da kulluğu kendine şeref kabul etti. Kulluk şerefi de O´nunla
açığa çıktı. Yaratılmışlar O´nunla kul olduklarını anlayıp ilahlık davalarından
vazgeçtiler.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ulaşılmaz manaların yüksek
nuru kıldın. Arşın hakikatlerinde ve doğru yolunun ulu kapısında şimşek gibi
parlayan marifet güneşi eyledin.
Ey Allah’ım, O’nu İlâhi isimlerin tecelli ettiği kalbin, sıfatı noksanlık
olan bu âlemin sırrını bilen kıldın. O´na büyük hilâfet elbiseni giydirdin.
Vücuduna zamansızlık ve mekânsızlığı layık gördün.
Ey Allah’ım varlığın ancak sır olmaktan Efendimiz sallallâhü aleyhi ve
sellem ile açığa çıktı. Sana kavuşma vasıtalarının kilitlerini O´nunla açtın.
Ey Allah’ım, O’nu varlığın kemali, ezeli şeylerin başlangıcı, ebedi olan
nesnelerin son mührüdür.
O, Sen´inle meşgul olup dünyayı terk eden, geçmiş ve geleceği
bildirdiğindir. O´nun şeriatı ile mülk ayakta durabilmiş ve gizli âlemdeki
rahmetini dünyaya çekti de, Sen´in cemalini celp etti ve celâlin sakin oldu.
Ey Allah’ım, O’nu teveccühlerinin kıblesi yaptın da isimler ve sıfatlar
elbiselerini giyebildiler. Rütbeleri O´na tayin ettirdin. Hak ve batılı
birbirinden O´nunla ayırdın.
Ey Allah’ım, O´nun imanı ve amelini bütün insanlığa kâfi kıldın. O´nun kendine
has ilmi yoktur. O´nun ilmi Sen´in ilmindir. Çünkü kendine ait ilmini terk
etti.
Ey Allah’ım, O´nun tek düşüncesi Sen oldun. Hiçbir sevgiyi kendine yar
etmedi. O, Sen´de kendini buldu ve varlığını Sana feda etti. Çünkü vücuda
benlik vermek en büyük günahtır. Günah işlemediği halde yüzlerce tövbe eder,
Sen´in yüceliğini tasdik ederdi.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemi, beşeri kayıtlardan
korumuştun. O´na verdiğin yakınlığı kullarına dahi Sen tarif etmek istemedin.
Manevî katında olan yakınlığını ise saklı tutup açıkça da anlatmadın. Çünkü o
hali ancak Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemin kendi anlayabilirdi.
Sen O´nunla O Seninle; Sidre-i münteha O´na layık kıldın. Fakat O´nun gözü
Senin ne varlığına takıldı, nede ayrıldı ve karışmak istedi. Bu yakınlıktan
dolayı sarhoş olup yanında kalmak arzusuna da düşmedi. Güzel sevgilin kulluğuna
yönelip Sen´i tercih etti.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemi çok seversin. Çünkü
O´nu öyle yarattın ki, kendisiyle düğümler çözülür, sıkıntı ve zahmetler
kolaylaşır, ihtiyaçlar karşılanır, isteklere ve güzel sonuçlara ulaşılır.
Kendisinin yüzü suyu hürmetine rahmet istenir.
Ey Allah’ım, Habîbin sallallâhü aleyhi ve sellemi benzeri, ikincisi ve
yokluğu olmayan mecburî ve gaye kıldın.
Bütün ilimlerin icadı O´nunla oldu. Hakikatin ilmine kavuşmak isteyeni
O´ndan almaya mecbur kıldın. O, her sırrın sırrı, hakikatlerin zorunlu gerçeği
ve İslam toplumunun sahibi ve efendisidir.
O, secde yerlerinin nurudur. Hayat yolunda kalplerin huzur bulduğu garipliğimizi
gideren latif arkadaşımızdır.
Ey Allah’ım, O’na nasıl salât ve dua kılmayız. Çünkü O Sana layığı ve kemal
ile en çok hamd eden, ikincisi olmayan, övülmeye layık, günahları mahveden,
cehennemden bizi çıkarabilecek en mükemmel kulundur. Ayıplardan maddi ve manevi
günah kirlerinden temiz, güzel kokulu, sevgilindir. Öncekileri ve sonrakileri,
maddiyat ve maneviyatı, ümmetini sevgi ve kardeşlikte birleştiren, en son
rasülündür! Yeri geldiğinde en büyük cengâver, güzel huyları kendisinde
toplayan, güzelliğin baş tacı, kulluk kıyafetini giyen, devamlı ibadet eden,
sırların kendisine saklı olmadığı, Sen’in kendisi ile bizzat görüştüğün, razı
olduğu işleri en güzel bilen ve yapanındır. Kurtuluşa sebep olan salih amelleri
bilen ve sevdiren, doğruyu anlatmada sabrı azalmayan, Sen’den yardımı
eksilmeyip devamlı olan, kıyamette bizi başına toplayacak, mazlumların
sahibidir,
Ey Allah’ım, sevdiğinle Sen´den istiyoruz. Çünkü O, kulların efendisi,
tevhit ehlinin ve büyüyen dairelerin imamı, sırlar levhası, nurların nuru,
sıkıntıda olanların sığınağı, en mükemmel bilgileri kendinde toplayan Kutbu
Rabbanî, en üstün iman elbisesinin belirgin nişanesi, cömertlik ve iyiliğin
kaynağı, semavî himmetler sahibi, ilahi ilimlere erişmiş olan, ezelî minberdeki
hatip, insanlık âlemindeki ilâhi nur, celâl tacı, cemal cazibesi, kavuşma
güneşi, ilahi yurdun izzet ve şerefi, vücut letafeti, her mevcudun hayatı,
ilahi saltanatın en yücesi, ilahi kudret ve yüce sanatının açık misali,
beğenilenin açık nişanesi, ilahi yakınlığa kavuşmuş olan has kişilerin özüdür.
Ey Allah’ım, Sen´in büyük sırrın; hakikî, kıymetli gerçek dostun; hareket
eden şeydeki kuvvet, hakikati ayakta tutan, ilâhî emirleri yüklenici, kulluğun
gerçeğini yaşayan, sultan, rahmetin babası, ilmin efendisi; kuruntuların, zulmetin
ve şeytanın vesveselerini nuruyla silip kesen, keremli şefaatçi, temizliğin ve
saflığın timsali, O´nunla yokluğu vücuda getirdiğin, zerreleri çıkardığın,
kudretli Kâbe´n, akılların secde ettiği, yarattığın mükemmeliyet, kaza ve
kaderi tespit eden, Sen´den Sana ve Sen´inle istediğimiz güneştir.
Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem Sen´inle dostluk kurmuş, “dünyalara
sığmam kalbe sığarım” dediğin kalbin, “Bana kulluk edin” dediğin hitabın
gerçek muhatabı da O olmuştur.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemi ne güzeldir. Bizdeki
lekeleri O´nun aynasına bakınca görebildik. O´ndan ne zaman yüz çevirirsek,
muhakkak aslımızı bozardık.
Ey Allah’ım, biliyoruz ki, O’nu Levh-i mahfuzu yazan kalemden dökülen nurlu
harfleri yazan, mukaddes feyizlerini dağıtan, Sen´i sayılara ihtiyaç duymadan
bir olarak bilen, âlemlerin birleştiricisi olan,İsm-i Azam kıldığın
sevgilindir.
Ey Allah’ım, O varlık âlemini yüzü suyu hürmetine yarattığın ve O´nun
sebebiyle eşyaya var olma ruhsatı verdiğin, iyilik ve cömertlik sahibi,
kutsadığın, yaratılışında harikalar görülen, ilimlerin ulaşamadığı, sırlarla
korunmuş, mertebesine erişilmeyen, anlatılamayacak rabbanî güzellik, kemal
sahibi, hakikatin doğduğu ve övülmesi mümkün olmayan, katında kıymetli olduğu
bilinen bir kulundur.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve selleme olan nispet ve yakınlık
ne güzel bir nispettir. O, bizi ve insanları azabından korkuttu. Müşriklerin
yolundan yüz çevirtti. Şirkin belini kırıp, halkı hikmet ve güzel nasihatle
Sen´in yoluna çağırdı; putları kırdı; küfrün önderlerini yüzüstü yere serdi.
Sonunda kâfirler topluluğu hüsrana uğrayarak üstünlüklerini kaybettiler.
Ey Allah’ım, O, davasından geri dönmezdi. Zat-ın için zahmete katlanır,
emrinde ciddiyet gösterendi. Her zaman kulluğun ışığını açık tutardı. O’nunla
bulduğumuz nimetleri çevremiz görürken bizler hissetmedik.
Ey Allah’ım istiyoruz ki, kayıtlardan kurtulup Sana kavuşalım. Fakat her
şey yine Sen´in takdirindir.
Allah’ım varlığımız Efendimiz sallallâhü aleyhi ve selleme kıldığın salât
iledir. Bu salâtın bizde can, kan ve ruh oldu. Küfrün karanlıklarını,
sıkıntılarını bizden uzaklaştırdı. Fâni dünyada baki hayatın diriliğini verdi.
Ey Allah’ım, O’nu ne güzel yarattın. Mübarek vücudu çok temizdi. Teri nezih
ve kokusu çok güzeldir ki, ne miske ne de ambere benzedi. O´nunla tokalaşan
kimsenin, o gün elinden güzel kokusu gitmezdi. Mübarek elini hangi çocuğun
başına sürse o çocuk diğer çocuklardan güzel kokusu ile fark edilirdi. Hiç bir
koku onun terinden daha güzel kokmadığına her şey şahitti. Bir yoldan geçse,
O´ndan sonra, o yoldan geçenler, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemin oradan
geçtiğini güzel kokusundan bilirlerdi. Has bir kokusu var idi. Hariçten bir
koku sürünmüş değildi. Mübarek yüzüne değen mendili asla ateş yakmazdı. Mübarek gözleri çok kuvvetli görür ve önden
gördüğü gibi, arkadan da görürdü. Ayrıca karanlıkta da görürdü. O´nun
hakikatini gece üzerine koydun, karardı; gündüz üzerine koydun, ağdı; semalara
koydun, direksiz durdu; bütün kâinata koydun, hayat buldu.
Ey Allah’ım, O´nun kıymetini ancak Sen bilebilirsin. Dua edenlerin duasını,
O´nun ismini anmadan kabul etmezsin.
O Sen´in nurlarının denizi, sırlarının madeni, kulların ruhlarının ruhu,
paha biçilmez inci, benzersiz güzel koku, mevcudatın aşk ve mayasıdır. O gizli
âlemin özüdür.
O, kâmillerin ulaşmak istedikleri şeref yeridir. O´nu gökte Ahmet
yeryüzünde Muhammed diye andın. Ahmet isminde, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve
sellemin bütün isimlerini topladın. Ahmet´in elifini ulûhiyet ve yüceliğe
delâlet kıldın. Bu ismini göktekilere zikir olarak verdin.
Ahmet sırrı; ilahlık ve mahlûk sırlarının birleştiği mihraptır. Muhammed
sırrı da batılı haktan ayırandır. İsminin M´si sırların H´sı rahmetlerin,
ikinci M´si ilimlerin, D´si derecelerin kaynağıdır. O´nun gibisi doğmadı ve
doğrulmayacaktır. O’nu kulların ihtiyaç kapısı, nebiler ve rasüller içinde
yaratılışı en mükemmeli, insanlığın irşadına vazifeli biricik önder, Sen´i
bulmayı O´nu bulmaya bağlı kıldın..
Ey Allah’ım, her şeyi O´nun arkasından yürümekle şerefli kıldın. O’na bir
işareti ile ayı yardırdın da, O’nun gözünü yükseklere ağdırmadın.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, razı olduğun şefaatin
sahibi, isteklerini ümmetine saklayan, insanların şefaat için başvuracağı
derman, tek başına Makam-ı Mahmut´ta durabilme gücü verdiğindir. O´nunla
hikmetin, rahmetin, mülk ve melekler âleminin hazineleri açığa çıkarttın. O’nu
celâlin tecelli ettiği, cemalin de baktığı güzellikler yakutun eyledin.
Ey Allah’ım, O’nu ilâhi lütufların tecelli edebileceği asilindir. Kutlu
nefesler O´nun ruhundan bizlere akar. İmdat için gelecek yardımını ancak O´ndan
getirdin. Cömertliğe ancak O´nunla ad buldurdun. O’nu fertler içinde seçilmiş
büyük ve sıfatına ulaşılmayacak biri, kıldın ki, O’nun kabrine dahi uğrayan
âşıklarına Nübüvvet nurunu kabrinden parlatıp, kalblere feyiz verip ve
konuşturdun.
Ey Allah’ım, yaratılışı benzersiz olan ve sırları toplayan Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem ile bizi yakınlığına ulaştır. Yakınlığın sırları
Sen´den O´nun nefsine, oradan cesedine, oradan kalbine ve bizlerin üzerine
indirmeni istiyoruz.
Bu âleme teşrif buyurması rahmet olan Efendimiz sallallâhü aleyhi ve
selleme, başlangıçları ve sonları olmayan; okundukça artan, tükenmeyen;
mahlûkatından geçenler ve kalanlar, ister mümin, ister kâfir olsun; Sana belli
olan şeyler; sayıcınca, gözümüz açıp kapayınca, nefes alış ve verişteki her
anımızda sayıların sonsuzluğu, sınırları ve boyutları kaplayan salât ile salât
ve selam ederiz.
Ey Allah’ım, sırların kendisinden fışkırdığı, nurların kendisinden infilak
ettiği; hakikatlerin kendisine yükselip, gerçeğini bulduğu; ilimlerinin
kendisine inip de O´nun karşısında mahlûkatın aciz kaldığı; O´nun karşısında
anlayışların zayıf kalıp bizden önce ne geçmiş, ne de gelecek hiçbir kimsenin
kendisini idrak edemediği; melekler âleminin bahçeleri O´nun cemalinin
çiçekleri ile güzelleştiği; Ceberut âleminin havuzları O´nun nurlarının feyzi
ile dolup taştığı; her şeyin O´na bağlı olduğu; huzurunda durabilen, birliğini,
sayıların bir sayısına ihtiyaç duymadan gören ve bilen; O´nu mahlûkattan ayıran
Efendimiz sallallâhü aleyhi
ve selleminsoyuna bizi ilhak eylemeni, O´nun sahip olduğu şerefi bize layık
kılmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, huzuruna giden yolda, yardımınla kuşatılmış olarak, O’nun yolu
ile bize yardım et ve bize öyle tanıt ki, cehalet kanallarından kurtulup
selâmet bulalım da, fazilet pınarından kana kana içelim.
Ey Allah’ım, en büyük sırlar sahibi olan Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü
aleyhi ve sellem Efendimizi ruhumuzun, hayatı kıl. Ruhunu, hakikatimizin sırrı,
hakikatini Hakk´ın gerçekleşmesi ile âlemleri kuşatan kılmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ile bizi batılın
tepesine öyle indir ki, beynini dağıtalım. Tevhidin hallerinden süratle geçir,
birliğin deryalarına al ve kaynağına gark et ki; nereye baktıksa Sen´i, O´nunla
bulabilelim. Uzaklığımız, O´nunla üzerimizden soyulsun. O´nunla biz hidayetten
haberdar olalım.
Ey Allah’ım, zati sıfatının nurları Sen´den O´na, O´ndan bize dağılsın.
O´nunla görelim, O´nunla işitelim, O´nunla bulalım, O´nunla hissedelim.
İlâhlığın hakkı için, böyle olduğunu, bize göstermeni, O´nu tanımayana da
marifet kapısını kapatmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, O´nun gibi yaratılmışlar içinde sırları konuşan olmadığı gibi,
benzeyeni de olmadı ve olmayacaktır. O´nun yolunda olanlardan ve halifelerinden
razı olmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, Sen´in birliğinin toplayıcı kudreti ile Âdemi (yokluk)
mihrabında, meleklerin ruhları O´na bakarak secde ettiler. “Âdem
suretimde yaratıldı” diye Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi
ve sellemden bahsettin. Melekler, bu hakikatin sırrına şahittir.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bütün işlerde açık hüküm
sahibi, ruhu ile batını, ferdiyeti ile cismâniyeti, verdiği hükümlerde muradını
arayan gözetleme yeridir.
Ey Allah’ım, O’nu görülen âlemde derecelerin sahibi kıldın. Yardımını
üzerimize göndermeni istiyoruz. Kutlu nefesi üzerimizde olsun, ruhumuz hayat
bulup, olaylar üzerine kuvvetimiz ve silahımız olsun. O´ndan bizi ayıracak bir
şey istemiyoruz. O olmasa idi Sen bizi, yok ederdin. O bizi Sen´den koruyan
perdemizdir de.
Ey Allah’ım, Zamanı, O´nun emrine verdin. Çünkü O´nunla emniyet vardır.
Böylelikle nefsimizin ve hakikatin sırları bize açılmasını; evvelin, ahirin,
zahirin ve batının suretlerini ve şekillerin belirmesini görelimde suretlerimiz
Sen´in istediğin şekle dönüşmesini istiyoruz. Varlığımız aslında önemli bir şey
olmadığı gibi, neticesinin de bir manası yoktur. Bütün kuvvet ve kudretimiz ise
hep O´dur. Efendimiz O olsun ki, Sen’den her işimizde menfaat bulamayı
diliyoruz.
Ey Allah’ım, salât ve selâmın yaratılmışların en mükemmeli, yerlerin ve
göğün Efendisi, hazinelerin sırrına ulaşılması için gerekli tılsım, varlığın
özü, âlemlerin devamına sebep olan sırrın Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemin
üzerine olsun.
“Muhakkak ki, Allah ve melekleri nebi üzerine salâtta bulunurlar. Ey iman
etmiş kimseler O´nun üzerine salâtta, teslimiyetle selamda bulunun.”[2]
Ey Allah’ım, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem ile imanı bizler için
şirkten temizlenme vesilesi kıldın.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve selleme salât ve selâm etmemizi
bize emir buyurdun. Bizde emrine itaat ettik. Ne var ki, O´nun şanına layık bir
salât ve selâm etmeye gücümüz yoktur. Aciz olduğumuzdan tarafından yardımını
talep ederiz. Bizzat Sen, şanına layık salât ve selâm kıl. Bizler işlerini
Zat-ı Âli´ne ısmarlamakla huzur bulmuşuz. Salât ve selâm işimizi dahi Sana
ısmarlıyoruz.
Allah’ım, biz Habîbin sallallâhü aleyhi ve sellem ile Sana tevessül
ediyoruz. O´nu aydınlık bir vasıta, Yüce makam sahibi ve yüksek bir aracı
kıldın. Onun vasıtasıyla Sen´den şefaat etme ihsanını bekliyoruz. O büyük
şefaat sahibidir ve en saygıdeğer vesilenin ta kendisidir. O, “Kâbe kavseyni
ev edna” sırrına ulaşmıştır.
Bizi O´nun vasıtasıyla zat, sıfat ve fiillerinin; isim ve yapıtlarının
hakikatine eriştir. Ta ki, Senden başkasını görmeyelim, işitmeyelim,
hissetmeyelim ve âlemde Senden başkasını bulmayalım.
O´na vesile ve fazilet makamlarını ver, şeref ve yüce dereceler ihsan kıl.
Onu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmud´a eriştir. Onun sancağı altında
bizi toplayıp, Makam-ı Mahmud´unda yükselen izzet ve şerefine
gark eylemeni istiyoruz.
Ey Allah’ım, Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve selleme öyle
bir salât kılmanı diliyoruz ki, mahlûkat yaratılmazdan önce zatının
yalnızlığında O´na kıldığın, Sen´in yanında bulunup bize tarif ettiğin
mertebelerinde, hislere açık, delile ihtiyaç olmayan olsun. Ayrıca ferdi
varlığının devamı müddetince salâtının devamını da istiyoruz.
Allah’ım fazilet ve rahmetinle bizi O’nun şahsiyetine kavuşturmanı, bizim
şahsiyetimizi O´nunki ile aynı kılmanı, yaratılışımızın başlangıcında da,
sonunda da bizi O´na yakın etmeni, dostluğunun sevgisine, muhabbetinin
saflığına, basiretinin nur kapılarına, iç âleminin sırları toplayıcı
özelliğine, merhametinin acıyıp koruyuculuğuna ve nimetlerine eriştirmeni
diliyoruz.
Ey Allah’ım, Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ezelden ebede
insaniyetin aslıdır ve kıyamete kadar da baki kıldın.
Şahsî rahmetini müşahede ederek kulluk makamında yüksek dereceleri aşarak
birliğine ulaştırdın. Kendi isteği ile O´nu bu dünyadan aldın kendine götürdün.
Böylece bu dünyanın zorluklarından kurtulup yüksek meleklerin eşliğinde Sen´in
rızanla kuşatıldı ve yüce civarına yerleştirdin.
Ey Allah’ım, O´na öyle bir salât ve selâm kıl ki, Sen´i hoşnut ettiği gibi,
O´nu´da hoşnut etsin ve bizden hoşnut olmaya sebep olsun. Devamınla devam
etsin, bekanla baki kalsın. Sen´in ilmin hariç, salât ve selâm için bir son
olmasın. Sayılarla sayılmasın, hesabı yapılmasın ve tükenmede olmasın. Devamlı
ve peş peşe bağlanarak gitsin. Zerrelerimize işlesin de aklımız, ruhumuz ve
cesedimiz O´nda fena bulsun. Böyle olacağına da imanımız vardır.
Ey Allah’ım, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem ile emniyette olup,
yaşamakta zorlanmayalım. İslâm´ın ve aşkın kapıları bize açılsın. Lâilâhe
illallah kalesine O´nunla girebileceğimiz gibi, Sana açılan kapı ve yolda
O´dur. Başka bir yolda yoktur. Seninle buluşmakta ancak O´nunla olabilir.
Yaratılmışların noksanlıklarından ve kusurlardan, varlığına ait olgun
sıfatları, O´nunla arıtırız. O´nun şeref ve izzeti de noksanlıklardan ve
olumsuz şeylerden yücedir.
Ey Allah’ım Sen´i tesbih, tazim, yüceltme, ululama ve büyüklemeyi, ezelden
ebede kadar ancak Efendimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem
yapabilir. Cemal ve celal sıfatını bir bakışla ancak O görebilir.
Salât ve selâmın; ebedi yüzük taşı olan Habîbin sallallâhü aleyhi ve
sellemin ebedi olan açık lisanı üzerine olmasını istiyoruz. O’nu, işitenlerin
işitme, hareket edenlerin hareket, sakin olanların sükûnet, oturanların oturma,
ayakta duranların durma sebebi kıldın.
Allah’ım, Muhakkak ki O; Sen´in, Sana delâlet eden en cami sırrındır. O´nunla,
O´ndan, O´na; ezelle ebed arasını dolduracak ölçüde; sayı kapsamına girmeden;
belirli bir zamana sığmadan bir göz açıp-kapama; şimşek çakması gibi bir
zamanda; her nefeste; Sence bilinen mahlûkat sayısınca; sayısal mertebelerdeki
sonsuz sayılarla; bildiğin şeyler sayısınca; Sen´den O´na, Sen´in şanına
yakışır ve O´nun da layık olduğu bir salât ve selâm olsun.
Ey Allah’ım, O´nu Melekler bahçesinde ezelî lisan söylemiş; yüce makamlarda
en güzel şekilde tekrarlamış, keder ve sıkıntıları gidermek için niyazda bulunulmuş
ve çözümü zor hususların defedilme çaresi olan salât ve selâmın, O’na olsun.
O´na nice ihsanlar ve nimetler verdin, yardım ettin, elinden tuttun, kendine
yaklaştırdın, feyizlerle suladın, saygı gösterilmiş ve üstün tuttun, ahlâkın en
tatlısı, Sen´in apaçık nurun, ezelî kulun, en sağlam urganın, sağlam kalen,
hikmetli celâlin, keremli cemalin kıldın.
Ey Allah’ım, salâtını, öyle bir makamda söylendi ki, orada mekân ve zaman,
“nereye”, “ne yere”, “nasıl”, “nice” gibi sorular yok. Her şeyin, Allah ile
baki kaldığı; Allah’tan geldiği ve Allah’a döndüğü, Allah ile beraber olduğu
yerdeki bir salât ve selâmdır.
Ey Allah’ım Sen´den uzaklaştırıp meşgul eden, gönlümüze gelen vesveseden
sıyrılmak ve sevmediğin her şeyden muhafaza olunmamızı talep ediyoruz. Başarımız,
ancak Sen´in iledir. Ancak Sana dayanırız ve Sen´den yardımını bekleriz.
Ey Allah’ım, bizi, kendinle meşgul eylemeni ve öyle bir bağışta bulunmanı
istiyoruz ki, O´nda Sen´den başkasının karışması bulunmasın. Bu bağışın, ilahi
ilimlerinle, Rabbanî sıfatlarınla ve Muhammedî ahlâk ile dolmuş ve gelişmiş bir
halde olsun.
Ey Allah ´ım, bize güzel bir zan vermeni, şüphesi olmayan bir inanç ihsan
etmeni, hal ve durumumuzu yardımınla doğrultmanı, durumlarımızı düzeltmeni,
affımızı talep edince kabul buyurmanı ve sonumuzu hakikate eriştirmeni
diliyoruz.
Biliyoruz ki; Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemi severek ölen, imanını
kurtararak ölür. Kabrini melekler ziyaretgâh edinirler. O’nu bulmadan ölenler
için “Allah’ın rahmetinden umutsuzdur” yazısını, iki gözünün
arasına yazıp, umutsuz yaratırsın.
Ey Allah’ım, âlemler kutbu olan Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemin
etrafında nihayetsiz dönüşün sevdasından kendimizi alamayıp, bakışlarına hayran
bir şekilde sarhoş olmuşuz.
Ey kerem sahibi, korunmuş kitabın muhatabı olan Habîbin sallallâhü aleyhi
ve sellem ile Sana yüz tuttuk.
Ey kullarının isteğine en güzel cevap veren! Gerçekten Senin rahmetinin
eseri olarak Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem güvenilir bir aracı olarak
varlık âlemine gelmiştir.
Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem miraca çıktığında, mutlu bir şeye
kavuştuğunda, cennete girdiğinde arkasında bizi arzulayandır. Sen´in yanında
feryadını yalnız bizim için yükseltendir. Bir ihtiyaç için ellerini semaya
kaldırdığında, Ümmetim… diye lisanını hareket ettirendir. O bizi unutmaz,
Sen´de bizi unutma, Ey Allah’ım,
Ey Allah’ım, O’nunla zamanın ve mekânın; ayrılık ve uzaklığın; yönlerin,
hallerin, istikrarın kalmadığı yerde, fani varlığımız sebebiyle bizden çıkan
günahlarımızı silmeni istiyoruz.
Ey Allah’ım, biz O´nun ümmetinden olduğumuzu bildiğimizden üzüntü diye bir
şeyi düşünmeyiz. Bize ihsanın o kadar fazla oldu ki, biz ancak
yaptıklarımızdanve yapacaklarımızdan utanıyoruz. Bize O´ndan daha yakın kim
olabilir. Ey Allah’ım, bizi O´ndan uzak kılmamanı diliyoruz.
Ey Allah’ım, ne zaman ki, kalbimiz kararır, canımız sıkılır, onu bizden Sen
alırsın. Günahlarımız büyür, affımızın Sen´den yetişeceğini umarız. Minnetimizi
o kadar artır ki, ifadeye kelimeler yeterli olmasın. Nankörlüğümüzü gördüğünde,
O´nun ümmetinin zayıflarından de, halimizi gizle ve düzeltivermeni diliyoruz.
Ey Allah’ım Kur´an-ı Kerim´in inceliklerini, saklanmış ilimlerin manalarını
O´nunla istiyoruz. O, insanın ve gözün nurudur. O´nun sıfatlarını bize giydir.
Susuzluğumuzu O´nun marifet şarabı ile sulandır.
Ey Allah’ım, yaratılışta ve ihsanda güzel ve ayrıcalıklı kıldığın gibi,
O´nu sevmede bir tane olalım. O´na yakın olmanın hususî özelliklerini bizlere
ihsan et. Böylece ancak O´na varis olabiliriz. O´nun cisminde fena bulup
hakikate ulaşalım. Biliyoruz ki, bunu ancak O´nunla başarabiliriz.
Ey yardımcısı olmayanların yardımcısı, senedi olmayanların senedi; ey azığı
olmayanların azığı; ey her garibin sahibi; ey her yalnızın gönüldaşı! Senden
başka ilah yoktur. Hem dünyada, hem ahirette Seni tenzih ve tespih ederiz.
Ey Allah’ım, celâlinin izzeti ve izzetinin cemaliyle, saltanatının kudreti
ve kudretinin merhametiyle, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemin sevgi ve
muhabbetiyle; merhametsizlikten, kötü, şehevî söz ve davranışlardan Sana
sığınıyoruz.
Ey Allah’ım, bizi nefsanî düşüncelerden kurtarmanı, şeytanî şehvetlerden
korumanı, beşerî pisliklerden temizlemeni, gerçek muhabbet ile bizleri
sadeleştirip arındırmanı, gaflet ve bilgisizlik kuruntularından uzak
bulundurmanı istiyoruz. Ta ki Sen´in toplayıcı, bir araya getirici birliğinin
huzurunda çokluğun yok olması gibi, şeklimiz ve benliğimizin yok olmasıyla
kaybolup gitsin; insanî hırs ve arzularımız eriyip bitsin.
Ey Allah’ım, en güzel bildiğin şeylerle tutunmayı, yaramaz olan şeylerden
kaçınmayı, yeteri kadar rızık, züht, şüpheli şeylerden kaçınmayı, öfke ve rıza
halinde merhametini, zenginlik ve fakirlikte kanaat, işlerimizde tevazu ve
doğruluk, Sen´inle ve halkın arasındaki günahlarımızı affetmeni ve Sana muhtaç
olmayı istiyoruz.
Ey Allah’ım, imanımızı nebilerin, sıddıkların, şehitlerin nimetlere
eriştirdiğin bahtiyarların istikamet yolu üzerinde sağlamlaştırmanı diliyoruz.
Bizi öyle bir koruyuşla koru ki, tüm halkın şerrinden emin ve ömrümüzün sonuna
kadar kurtulmuş olalım.
Ey Allah’ım, rağbetimiz Sanadır. Ancak Sen´den korkarız. Amelemiz yok ki,
ona güvenelim. Şerefimiz yok ki, önümüze koyalım. Bir senet olarak “Muhammed
Ümmetiyiz” (sallallâhü aleyhi ve sellem) demekten başka çaremiz yoktur.
Çünkü günahlarımız çok, emellerimiz uzun, itaatte tembel, niyetlerimiz emrinin
dışındadır.
Şüphesiz ki, biz zalimlerden olduk. Bizim dost ve yârimiz Sen´sin. Müslüman
olduğumuz halde canımızı al. Bizleri salih kulların zümresine ulaştır. Soy ve
evlatlarımızı bizler için ıslah eyle. Hakikat biz Sana tövbe ediyoruz ve biz
Müslümanlardanız.
Ey Allah’ım, yardım ve merhamet dilendik, kime derdimizi açtıksa yüzümüze
bakmadılar. Sana sevgilin Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem
Efendimiz ile yüz tuttuk, boş çevirmeyeceğine inanıyoruz. O kalplerimizin devası,
bedenlerimizin afiyeti, gözlerimizin nurudur.
Ey Allah’ım, bizi O´nun cemaatinde haşretmeni, sünneti üzere amel
işletmeni, yolu üzerinde öldürmeni diliyoruz. O´nu görmeden iman ettiğimiz için
bizi, Sen´in ve O´nun cemalini bu dünyada ve ahirette görmekle, bize ikramda
bulunmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım nefesini üzerimize gönder ki, kokusu ile hayat bulalım.
Nefsimizin hakikatini görüp hakikatine ulaşalım da evveli, ahiri, zahirî ve
batını toplayalım. Uzaklar ve yakınlar kalksın, bir olalım. Biliyoruz ki; O,
beşer suretinde gönderdiğin bir hakikatindir. O´nun makamına ulaşamayacağımız
gibi, O´nsuz da yaşayamayız. Biz aciz kullarını, güzel ve müstecâb isimlerinle
O´na kavuştur. İstiyoruz ki son sözümüz ise Lâilâhe illallah, Muhammed´ür
Rasûlallaholsun.
Ey Allah’ım, yakınlıktan doğan sarhoşluğumuzun sözlerinden ve fiillerinden
Sana sığınıp, O´nun layık olduğuna yönelmeyi istiyoruz. Çünkü O, bizi helâk
olmaktan koruyandır.
Ey Allah’ım, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemi sevdiğimiz gibi
çocuklarını ve ehl-i beytini de severiz. Şu sözüne iman etmişizdir.
“Gerçekten Fatıma (radiyallahü anha) kamil olarak iffetini korudu ve bu
yüzden Allah onu ve evlatlarını, cennete dahil etti.”
“Rabb´im; Ehl-i beytimden, sülâlemden birliğine iman edip ve Benim
peygamberliğimi kabul edene azap etmeyeceğini, vaat etti”
O ve çocukları Efendilerimizdir. Biz O´nu ve ehl-i beytini kendimizden,
evlatlarımızdan ve her şeyimizden çok severiz. Canımızı isterlerse Onlara feda
ederiz. Çünkü “kısasta hayat vardır.” Canını davası uğruna pazara
çıkarana, elbette Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemden büyük ihsanlar
olacaktır.
Ey merhamet edenlerin, en çok merhamet edeni olan Allah’ım, Aziz kitabın
Kur´an-ı Kerim´inle, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellemin kerem dolu nübüvveti
ve şerefiyle, babası İbrahim aleyhisselâm ve İsmail aleyhisselâm ile,
arkadaşları Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman radiyallâhu anhüm ile, kızı Hz.
Fatıma radiyallâhu anha, Ali kerremallâhü veche ve oğulları Hasan ve Hüseyin
aleyhimesselâm ile, amcası Hz. Hamza ve Hz. Abbas radiyallâhu anhüma ile,
zevcesi Hz. Hatice ve Aişe radiyallâhu anhüma ve diğer temiz zevceleri ile Sana
tevessül edip yöneliyoruz. Senden Onların hürmetine ihtiyaçlarımızı istiyoruz.
Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem, onları rahmetle andı. Onlar, O´nun
halifeleridir. Dinini ayakta tuttukları gibi ilmine varis oldular, O´nun
yolunda gittiler.
Ey Allah’ım, âline, zürriyetine, Ehl-i Beytine ve onların dostlarına;
içinde güzel bir mükâfat ve edaya lâyık görülmüş hoşnutluğuna yol açmış salât
ve selâmın olsun. İbrahim aleyhisselâma ve hanedanına da salâtını indir.
Şüphesiz ki Sen övülmeye lâyıksın, şan ve şeref sahibisin.
Ey Allah’ım, bizi onların sırlarının hakikatine eriştirmeni, marifet
basamaklarında yükselerek hakikatleri anlama imkânını lütfeylemeni diliyoruz.
Ey Allah’ım, O´nun dostlarından, kendisine uyanlardan ve takip edenlerden
razı olmanı, hakikat yolunda ona uyan Ashâb-ı Kirâm ve âlimlerden, iman ehli ve
irfan sahiplerinden hoşnut olmanı, bizi de o bahtiyarlara katmanı istiyoruz.
Ey Allah’ım, salât ve selâmını; ruhlar arasında bulunan Rasûlün sallallâhü
aleyhi ve sellemin ruhuna, bedenler arasında bulunan bedenine; kabirler
arasında bulunan kabri üzerine indirmeni istiyoruz.
Ey Allah’ım bu duamız ve sebep olacağı feyizler, O´nun azametli şan ve
şerefine uygun düşmesini diliyoruz. Hürmetle andığımız Habîbin sallallâhü
aleyhi ve sellem Efendimizin, atalarının, hanedan ve dostlarının değerine
uygun, soylu makam ve mertebelerine münasip düşecek bir salât ve selâm olmasını
diliyoruz.
Ey Allah’ım, Zat-ı´nın O´na devamlı durmaksızın ettiğin salâtın ile salât
ve selam ederiz. O’nu çok seviyoruz. Ne kadar üzerine salâvat getirsek, o kadar
özümüzü ihya etmiş oluruz. O´na yakın olmak ne büyük şereftir.
Ey Allah’ım, O´nu öven Sen´sin. Biz nasıl O´nu methederiz. Fakat övülmeye
layık olmayan nice şeylere övgü dizen bize, Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem
Efendimize layık olmayan bu övgüyü nasip kıldığın için binlerce şükürler olsun.
Ey merhamet edenlerin en çok merhamet edeni Rabb´imiz, şüphesiz ki Sen, her
şeyi lâyıkıyla duyar ve bilirsin. Duamızı; bizden kabul buyurmanı diliyoruz.
Bizlere yararlı bir marifet ihsan etmeni istiyoruz. Şüphesiz ki Senin her şeye
gücün yeter. Tövbemizi de, kabul buyurmanı diliyoruz. Muhakkak ki, Sen,
tövbeleri çokça kabul eden Rahîmsin.
Ey Allah’ım, “Bütün yaratılmışların en üstünü ve en cömerdi olarak
yarattığın Rasûlün sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizden başka son
nefesimizde, sığınacağımız başka kimsemizde yoktur”
Hamdolsun Kâinatın Rabbi Allah Teâlâ’ya.
[1]Bu dua Muhammedi Dua isimli kitaptan alınmıştır. Bu
dua’nın açıklaması bu kitapta ayrıca bulunmaktadır.