| |
ABDULLAH
BOSNEVİ TÜRBESİ
Abdullah Bosnevi’nin Türbesi Şeyh Sadreddin Konevi
Türbesi ile karşı karşıyadır. Aralarında bir cadde bulunmaktadır.
ÇOK GENİŞ
VE KAPSAMLI ÇALIŞMALAR YAPTI
Abdullah Bosnevî, döneminin ilmi geleneğine
uyarak, hadis, fıkıh, tefsir konularında geniş kapsamlı çalışmalar yaptı, bilhassa
tasavvuf sahasında kendinden sonra gelenlere ışık tutacak eserler verdi.
Tasavvufi düşünceyle, Kur’ân bilgilerini uzlaştırmaya
yönelik çalışmaları, bu alanda ilklerden sayılır.
Bosnevî’ye göre, kimilerinin ileri sürdükleri gibi
tasavvuf inançları Kur’ân’a ve İslam görüşlerine ters değildir.
İslam şeriatının uygulamaları, tasavvufla
kaynaştırılırsa daha kolay yayılır. Bosnevî’ye göre, İslam dini, yalnız belli
ibadet kurallarına bağlanmayı, şekilci bir yaşamı gerektirmez.
Özünü Allah sevgisiyle aydınlatmayan bir din kurumu
insanın tekamülüne de yardımcı olamaz.
Abdullah Bosnevî’ye göre, hakikate ulaşmanın tek yolu
içe kapanıştır.
Bu münzevilik kişiyi tüm gelip geçici varlıklara
temayülden kurtarır. Tasavvufun öngördüğü sevgiyle din kuralları uzlaştırılınca
mutluluğa ulaşılır.
Mutluluk ruh alemindedir.
Ruh ölümsüzdür, gövde ölümlüdür.
Ölüm ruhun gövdeden ayrılıp geldiği ilahi kaynağa
dönmesidir.
60’TAN
FAZLA ESERİ VARDIR
Abdullah Bosnevî altmıştan fazla eseri olan ve
Hadis, fıkıh, ve tefsir alanında geniş kapsamlı çalışmalar yapan ve özellikle
tasavvuf alanında birbirinden değerli eserler ortaya koydu. Bunlardan en
önemlisi vahdet-i vücûd düşüncesinin temel kavramlarını ele alarak on iki bab
halinde incelediği Muhyiddin İbn Arabi’nin Fusûsu’l-Hikem’i tercüme ve
şerhetmiş olmasıdır. Nitekim bu eser, kendisinin İslâm ülkelerinde
Şârihu’l-Fusûs (Fusûs’ün açıklayıcısı) lakabıyla tanınmasına sebep olmuştur.
Kâtip Celebi başta olmak üzere birçok âlim, Fusûs
şerhinden övgüyle bahseder.
Tecelliyâtü arâisi’n-nusûs fî manassâti
hikemi’l-fusûs. Kısaca Şerh-i Fususu’l Hikem adıyla anılan Muhyiddin İbn
Arabi’nin Fususu’l Hikem adlı eserinin Türkçe şerhidir.
Şerh-i Fusûs. Fususu’l Hikemi ikinci kez Arapça olarak
şerh ettiği eseridir.
Kurratü ayni’ş-şühûd ve mir’âtü arâyisi meâni’l-gaybi
ve’l-cûd. İbnü’l-Fârız’ın tâiyyesinin şerhidir.
Kitâbu sırrı’l-hakâyıkı’l-ilmiyye fi
beyânil-a’yâni’s-sâbite. Tasavvufun en önemli kavramlarından biri olan A’yân-ı
sâbite hakkında çalışmasıdır.
Kitâbu’l-lübbi’l-lüb fî beyâni’l-ekli ve’ş-şürb. Yemek
içmekle ilgili Kur’an’ın ifadelerini yorumlayan bir çalışmadır.
Kitâbu sırrı’l-feyz ve’l-asr fî tefsiri sûreti’l-asr.
Zaman’ın tasavvufi anlamını açıkladığı eseridir.
Şerh-i cezîre-i mesnevî. Mesnevi’den seçilen 360
beytin şerhidir.
RESÛLULLAH'IN
ANNE VE BABASI MÜMİN İDİ
Sevgili Peygamberimiz, peygamberliği bildirilmeden önce, İbrâhim
aleyhisselâmın dîninde idi. Nitekim Kur'ân-ı kerîmde İbrâhim sûresi 40.
âyetinde meâlen; "Rabbim! Beni
gereği üzere namâza devâmlı kıl. Zürriyetimden de böyle kimseler yarat. Ey
Rabbimiz duâmı kabûl et." buyruldu."
1) Hülâsâtül-Eser; c.3, s.86
2) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.43
3) Sefînet-ül-Evliyâ; c.2, s.337
4) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.476
5) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (48.Baskı) s.1028
6) Sicilli Osmânî; c.3, s.367
7) Tuhfe-i Hattâtîn; s.280
8) Metâlî-un-Nûr-is-Senî an Tahâret-in-Nebiyy-il-Arabî (En-Ni'met-ül-Kübrâ
Alel-A'lem kitabı içinde), Hakîkat Kitabevi, İstanbul-1986; s.275
9) Cevher-ül-Esnâ fî Terâcim-i Ulemâi ve Şuarâi Bosna (Muhammed Hancî
Bosnevî, Mısır-1349; s.94-100
10) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.219
11) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.6, s.81
12) El-A'lâm; c.4, s.101
13) Brockelman; Gal-2, s.793
BEN GİBİ VAR MI CİHÂNDA OLMAYAN HİÇ KİMSESİ
YETİŞ İMDÂDIMA EY KİMSESİZLER KİMSESİ