|
![]() |
Giriş: Bir Aşk Sentezi Olarak Muhammedî Dua
Bu belge, "Muhammedî Dua" olarak
bilinen metni, sıradan bir yakarışın çok ötesinde, Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed'e (salla’llâhu aleyhi ve sellem) duyulan sevginin en derin teolojik ve
kozmik boyutlarını açığa vuran manevi bir hazine olarak analiz etmektedir. Bu
dua, İslam'ın büyük velilerinin manevi mirasından süzülerek günümüze ulaşan,
kelimelere dökülmüş bir "aşkın ifadesi" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Metnin her bir satırı, sadece bir övgü değil, aynı zamanda varoluşun
merkezindeki Peygamber hakikatine yönelik derin bir tefekkürün kapılarını
aralamaktadır. Bu tefekkürün merkezinde, İslam irfan geleneğinin temel
taşlarından biri olan Hakikat-i Muhammediye, yani Peygamber Efendimiz’in
tüm yaratılışın kendisinden doğduğu ezeli ve arketipik ruhani gerçekliği
kavramı yatar.
Medine'deki Mescid-i Nebevî'nin huzur veren
atmosferini ve ufukta batan güneşin ışıklarıyla parlayan Yeşil Kubbe'yi
(Ravza-i Mutahhara) zihnimizde canlandırdığımızda, bu duanın ruhunu daha
derinden hissederiz. Zira bu metin, tam da o kutsal makama ve o makamın
sahibine duyulan sarsılmaz bağlılık hissiyatına açılan manevi bir penceredir.
O'na duyulan sevginin, sadece tarihsel bir şahsiyete değil, tüm kâinatın varlık
sebebi olan ezeli bir hakikate yöneldiğini fısıldar.
Bu incelemede, Muhammedî Dua'nın manevi
kökenleri, beslendiği kaynakların zenginliği ve Peygamber Efendimiz'in
yaratılış öncesi kozmik düzlemdeki eşsiz konumunu nasıl ortaya koyduğu analiz
edilecektir. Son olarak, metinde ifade edilen sevgi, hayranlık ve mutlak
bağlılığın zirve noktaları, duanın kendi ifadeleri üzerinden
değerlendirilecektir.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Muhammedî Dua'nın Manevi Kaynağı ve Özü
Muhammedî Dua'nın gücü ve özgünlüğü, tek bir
kaynaktan değil, İslam tasavvuf geleneğinin en büyük isimlerinin manevi
birikiminden ve Peygamber aşkından derlenmiş olmasından ileri gelir. Bu dua,
bir kişinin kaleminden çıkmış olmaktan ziyade, asırlar boyunca mayalanmış bir
sevgi mirasının ortak sesidir. Her bir cümlenin ardında, büyük velilerin
tefekkür denizinden damıtılmış inciler parıldamaktadır.
Metnin "Önsöz" bölümünde belirtildiği
üzere, bu dua "orijinal Arapça metinlerden ilham alınarak Türkçe'ye
aktarılmış serbest metinler" olma özelliği taşır. Bu, onun kuru bir
tercüme olmadığını, bilakis "kendi içinde latif bir aşkın ifadesi
şeklinde nizama geldiğini" gösterir. Bu durum, duanın entelektüel bir
çabadan çok, kalbî bir tecrübenin ürünü olduğunu kanıtlar niteliktedir. Duanın
beslendiği manevi otoriteler, metne derinlik ve manevi bir ağırlık katmaktadır:
- Fatıma Zehra (r.a.) Validemiz:
Peygamber neslinin ve Ehl-i Beyt sevgisinin kökeni olarak, duadaki şefkat,
merhamet ve en saf bağlılık boyutunu temsil eder. Metindeki teslimiyet ve
sevgi dili, O'nun Peygamber Efendimiz'e olan eşsiz yakınlığının bir
yansımasıdır.
- Muhyiddin Arabî (k.s.): İslam
mistisizminin en derinlikli kozmik anlayışlarından olan Vahdet-i Vücud
(Varlığın Birliği doktrini) ve Hakikat-i Muhammediye öğretilerinin duaya
nasıl yansıdığının en önemli kaynağıdır. O'nun düşüncesinin izleri,
duadaki "O, birlik ve birin
arasındaki ince latif çizgidir" gibi
ifadelerde doğrudan görülür; bu, Şeyh-i Ekber'in varlık mertebeleri
arasındaki 'berzah' (geçit) anlayışını mükemmel bir şekilde özetler.
- Abdulkadir Geylânî (k.s.): Kadirî
yolunun piri olarak, duadaki zikir ve manevi gücün önemini temsil eder.
Metnin ritmik ve tesirli yapısı, O'nun zikir ve dua geleneğindeki manevi
gücünü anımsatır.
- Abdüsselâm İbn-i Meşiş (k.s.):
Peygamber sevgisini ve O’na salavat getirmeyi manevi yolun merkezine koyan
salavat geleneğinin en büyük ustalarındandır. Bu dua, Peygamber
Efendimiz'in sıfatlarına yönelik detaylı ve aşk dolu övgüsüyle, Meşişiyye
salavat geleneğinin zirve bir örneği olarak okunabilir.
Bu manevi sentez, Muhammedî Dua'yı sadece bir
yakarış metni olmaktan çıkarıp, Peygamber Efendimiz'in varlığının gizemli ve
kozmik boyutlarına açılan çok katmanlı bir tefekkür kapısı haline
getirmektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
2. Peygamber Efendimiz'in (salla'llâhu aleyhi ve
sellem) Kozmik ve Ezeli Bağlamı
Muhammedî Dua'yı diğer pek çok duadan ayıran ve
ona derin bir teolojik boyut katan en temel özellik, Peygamber Efendimiz'i (salla’llâhu
aleyhi ve sellem) sadece 6. yüzyılda yaşamış tarihsel bir şahsiyet olarak
değil, tüm yaratılışın merkezi, sebebi ve ezeli bir hakikat olarak
konumlandırmasıdır. Dua, O'nun varlığını zaman ve mekânın ötesine taşıyarak,
O'na duyulan sevginin neden bu denli mutlak ve evrensel olduğunu açıklar.
Yaratılış
Öncesi Konumu
Metin, O'nun varlığının maddi alemden önce
olduğunu ve ilahi planda seçilmişliğini güçlü ifadelerle vurgular. Bu ifadeler,
O'nun misyonunun dünyevi tarihin başlamasından çok önce belirlendiğini
gösterir:
"Yaratmadan önce O´nu seçtin. Beşer olarak
göndermeden beğenmiştin."
Bu cümle, O'nun peygamberliğinin tesadüfi bir
olay olmadığını, ilahi iradenin ezeli bir tercihi olduğunu ortaya koyar. Benzer
şekilde, O'nun ismi ve manevi kimliği, âlemlerin yaratılışından dahi öncedir:
"Âlemleri yaratmadan önce yani mahlûklar
gayb âleminde korkunç perdeler altında saklıyken ve yokluk sınırının eşiğinde
bulunurken O´nu Ahmet (beğenilmiş) olarak isimlendirdin."
"Ahmet" ismi, O'nun Allah katındaki
övülmüşlüğünün ve beğenilmişliğinin bir sembolüdür ve bu ismin varlık sahnesine
çıkmadan önce verilmiş olması, O'nun kozmik önceliğine işaret eder.
Yaratılışın
Ekseni Olarak Rolü
Dua, Peygamber Efendimiz'in varlık alemindeki
merkezi rolünü güçlü metaforlarla tasvir eder. O, sadece yaratılmışlardan biri
değil, yaratılışın kendisinin bağlı olduğu eksendir.
|
Yaratılıştaki Muhammedî Metaforlar |
Anlamı ve Teolojik Etkisi |
|
Yaratılış Hakikatinin Mayası |
Tüm maddi ve manevi alemlerin O'nun varlığından
mayalandığını ve O'nun aracılığıyla var olduğunu ifade eder. O'nun, varlığın
özü ve temeli olduğunu vurgular. |
|
Nurun Şah Damarı |
Görünen ve görünmeyen tüm nurların kaynağının O
olduğunu belirtir. Diğer peygamberlerin ve velilerin nurunun, O'nun nurundan
bir yansıma olduğunu ima eder. |
|
İlahi Emirlerin Vasıtası |
Ezeli alemden isimler alemine inen tüm ilahi
emirlerin ve tecellilerin O'nun aracılığıyla gerçekleştiğini anlatır. Allah'a
kavuşmanın yollarının O'nunla açıldığını belirtir. |
|
Birlik ve Birin Arasındaki Çizgi |
O'nun, mutlak Birlik (Vahdet) ile yaratılmış
çokluk (kesret) arasındaki ince ve latif bağlantı olduğunu, tevhidin sırrının
O'nda toplandığını ifade eder. |
|
Kudretli Kâbe |
Allah'ın yeryüzündeki beyti olan Kâbe'ye
benzetilerek, O'nun varlığının manevi bir yöneliş merkezi (kıble) ve ilahi
kudretin tecelligâhı olduğunu ifade eder. |
|
İstenilen Güneş |
O'nun, varlığı aydınlatan ve Allah'tan istenen
nihai nur ve hakikat olduğunu, O'nun aracılığı olmadan aydınlığa
kavuşulamayacağını simgeler. |
İlahi Sırların
Muhatabı
O'nun Allah (celle celâlühü) ile olan ilişkisi,
yaratılmış hiçbir varlığın ulaşamayacağı bir mahremiyet ve yakınlık
düzeyindedir. Dua, bu eşsiz ilişkiyi şu sözlerle dile getirir:
"Sen´inle dostluk kurmuş, 'dünyalara sığmam
kalbe sığarım' dediğin kalbin, 'Bana kulluk edin' dediğin hitabın gerçek
muhatabı da O olmuştur."
Bu ifade, Peygamber Efendimiz'in kalbinin, ilahi
tecellilerin en kâmil ve en mükemmel mahalli olduğunu gösterir. O'nun kalbi,
Allah'ın tecellisine ayna olmuş, bu nedenle ilahi hitabın ve dostluğun nihai
muhatabı olma şerefine ermiştir.
Peygamber Efendimiz'in bu kozmik ve ezeli konumu,
O'na duyulan sevgi ve bağlılığın neden sadece duygusal bir hayranlık değil,
aynı zamanda varoluşsal bir zorunluluk olduğunu teolojik olarak
temellendirmektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
3. Duada Tecelli Eden Sevgi ve Bağlılığın Zirvesi
Muhammedî Dua, Peygamber Efendimiz'in (salla’llâhu
aleyhi ve sellem) o yüce kozmik kimliğini tasvir ederken, O'nu aynı zamanda en
mükemmel kul, en şefkatli kurtarıcı ve en güzel insan olarak resmeder. Bu
bölümde, duanın O'na yönelik sevgi ve bağlılığın pratik ve duygusal boyutlarını
nasıl zirveye taşıdığı analiz edilmektedir. Dua, soyut teolojik gerçekliği,
kalbe dokunan somut özelliklerle birleştirir.
"En
Mükemmel Kul" Portresi
Dua, Peygamber Efendimiz'in en büyük şerefi ve en
yüce makamı "kulluk" olarak kabul etmesini özellikle vurgular. O,
Allah'a en yakın olmasına rağmen, en büyük onuru ilahlık iddiasında değil,
mutlak teslimiyette bulmuştur.
"O´da kulluğu kendine şeref kabûl etti.
Kulluk şerefi de O´nunla açığa çıktı. Yaratılmışlar O´nunla kul olduklarını
anlayıp ilâhlık davalarından vazgeçtiler."
Bu alıntı, O'nun kulluğunun sadece kişisel bir
erdem olmadığını, aynı zamanda diğer tüm varlıklar için bir model ve ölçü
olduğunu ortaya koyar. O'nun mükemmel kulluğu sayesinde insanlık, kendi
acizliğini ve Allah'ın yüceliğini idrak etme imkânı bulmuştur. O, kulluğun ne
anlama geldiğinin yaşayan örneğidir.
Nihai Sığınak
ve Şefaatçi Rolü
Dua, O'nu çaresiz anlarda sığınılacak nihai bir
liman olarak görür. O'na olan bağlılık, sadece bir hayranlık ifadesi değil,
aynı zamanda bir kurtuluş umududur.
"Peygamber Efendimiz bizim sığınak
yerimizdir. O´nun vasıtasıyla bizi kurtar."
Bu sığınma talebi, O'nun şefaat makamındaki eşsiz
konumuyla doğrudan bağlantılıdır. Kaynak metinde özetlenen ve Kıyâmet gününde
diğer büyük peygamberlerin dahi insanları şefaat için O'na yönlendireceğini
anlatan hadis, bu bağlılığın ne kadar derin bir kurtuluş umuduyla iç içe
olduğunu gösterir. O, sadece bir rehber değil, aynı zamanda zor günde ümmetini
yalnız bırakmayacak en şefkatli koruyucudur.
Maddi ve
Manevi Güzelliğin Bütünlüğü
Muhammedî Dua, Peygamber Efendimiz'in sadece
ruhani mükemmelliğini değil, aynı zamanda O'nun beşeri güzelliğini de büyük bir
hayranlıkla tasvir eder. Dua, O'nun fiziksel letafetini manevi saflığının bir
işareti olarak sunar:
"Mübarek vücudu çok temizdi. Teri nezih ve
kokusu çok güzeldir ki, ne miske ne de ambere benzedi..."
Bu maddi güzellik ve temizlik tasviri, O'nun
manevi mükemmelliğinin dışa yansıyan bir tezahürüdür. Dua, bu bütünlüğü O'na
duyulan sevginin temel bir parçası haline getirir. Bu fiziksel ve ruhani
bütünlük, kaynak metnin açıklama bölümünde yer alan "Ahlâkı Kur´ân-ı Kerîm´dir" ifadesiyle taçlanır. O'nun güzel ahlakı, güzel
suretiyle birleşerek O'na duyulan sevgiyi eksiksiz ve topyekûn bir hayranlığa
dönüştürür. Bu, O'nu hem ruhuyla hem de bedeniyle, hem ahlakıyla hem de
görünüşüyle bir bütün olarak sevmektir.
Sevgi
Çemberinin Mührü: Ehl-i Beyt
Dua, sadece Peygamber Efendimiz'e yönelik bir
sevgi beyanıyla yetinmez; O'na olan muhabbeti, en yakınlarına, yani Ehl-i
Beyt'ine uzatarak manevi çemberi tamamlar. Duanın sonlarına doğru yapılan şu
niyaz, bu derin bağın en açık ifadesidir: "...kızı
Fatıma... oğulları Hasan ve Hüseyin... zevcesi Hatice ve Aişe...". Bu isimlerin
zikredilmesi, duaya manevi bir mühür vurur. Duanın ilham kaynakları arasında
zikredilen Fatıma Zehra (r.a.) ile başlayan sevgi ve bağlılık halkası, yine
Ehl-i Beyt'in mübarek isimleriyle tamamlanır. Bu, Peygamber sevgisinin, O'nun
ailesine duyulan sevgiden ayrı düşünülemeyeceğini ve O'nun mirasına en kâmil
manada vâris olanların da onlar olduğunu gösteren güçlü bir teyittir.
Muhammedî Dua, bu özellikleriyle Peygamber
Efendimiz'e olan sevgiyi hem akli (O'nun kozmik konumunu anlama) hem de kalbi
(şefaatine sığınma, güzelliğine ve şefkatine hayranlık duyma) düzeyde en zirve
noktaya taşıyan eşsiz bir metindir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Kozmik Gerçeklik ve Kalbi Bağlılık
Muhammedî Dua, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e
(salla’llâhu aleyhi ve sellem) duyulan sevgiyi, O'nun sadece tarihsel bir
rehber değil, aynı zamanda varoluşun başlangıcında yer alan ezeli ve kozmik bir
hakikat olduğu temelinde yeniden inşa eder. Metin, O'nu kâinatın manevi ekseni,
ilahi nurların kaynağı ve yaratılışın gayesi olarak konumlandırarak, O'na olan
bağlılığı en derin teolojik köklerine bağlar.
Bu dua, yalnızca bir övgü ve salavat metni
olmanın ötesinde, Hakikat-i Muhammediye'ye dair derin bir tefekkür vesilesidir.
Gücünü ve özgünlüğünü, Fatıma Zehra, Muhyiddin Arabî, Abdulkadir Geylânî ve
Abdüsselâm İbn-i Meşiş gibi İslam'ın büyük manevi otoritelerinin asırlar
boyunca damıtılmış ortak aşkından alır. Bu yönüyle, kişisel bir duadan çok,
ümmetin kolektif sevgi mirasının bir yansımasıdır.
Son tahlilde Muhammedî Dua, okuyucuyu Peygamber
Efendimiz'i (salla’llâhu aleyhi ve sellem) sadece hayatına örnek alacağı bir
lider olarak değil, varoluşun kalbi, Allah'a giden yolun kendisi ve en zor anda
sığınılacak en şefkatli merci olarak görmeye davet etmektedir.
MUHAMMEDÎ DUA
بسم الله الرحمن الرحیم
الحمد لله رب العالمين
والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى اله وصحبه وسلم اجمعين
الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا رَسُولَ الله
الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا حَبِيبَ الله
الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا خَيْرَ خَلْقُ الله
الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا رَسُولَ الهُدَى
الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا خَاتِمَ النَّبِيَيْنِ
يا ربنا أنت العلي الأعظم،
والطاهر ، والمجيد، وأنت ذو الجلال والإكرام.
اللهم إنا نشكرك على نعمك
التي أنعمت علينا بما يليق بحمدك ، ونسبحك ونقدس لك، ونشكرك
على ما أوحيت إلينا من الهدى؛
لك الحمد على ما أنعمت به
علينا من عطايا كثيرة كاملة، وعطايا سخية فريدة لا مثيل لها، وعلى كل النعم التي
أنعمت بها علينا.
الحمد لله الذي له القدرة
والسلطان وحده، الذي به تفتح الخلائق وتغلق .
اللهم إنك خلقت كل شيء بقدرتك
ومشيئتك، غير معتمد على شيء كان قبل ذلك، ولا شريك لك ولا مثل، ولا محتاج إلى خلق
المخلوقات، ولا منفعة لنفسك في الخلق .
العيون عن رؤيتك ، ولا
الألسنة عن وصفك، ولا العقول عن إدراك جوهر فهمك. ما خلقتنا إلا لتخبرنا بقوة
حكمتك، وتنذرنا بطاعتك، وتبين قدرتك، وتدعو خلقك إلى عبادتك، وتقوي دعوتك. ثم
لتحمينا من غضبك وتهدينا إلى جنتك، وعدتنا بالثواب على الطاعة والعقاب على
المعصية.
اللهم نشهد
أن لا إله إلا أنت لا شريك
لك، أنت أحد، أنت رب العالمين .
نحن عبادك على
عهدك ووعدك ما استطعنا ، نعوذ بك من شر ما صنعنا ، ونذكر نعمتك علينا، ونعرض
ذنوبنا عليك لتغفرها لنا، ظلمنا أنفسنا واعترفنا بذنوبنا، فاغفر لنا ذنوبنا
جميعًا، فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت .
اللهم أخلصت جوهر
التوحيد، فتعلق به قلوبنا ، ووضح فكرة التوحيد حتى
تستوعبها عقولنا.
اللهم ارزقنا خشيتك، وأن نموت
مسلمين ، اللهم زدنا علمًا نخشاك .
يا مجيب الدعاء، يا غوث
المستغيثين، يا مأمن المستأمنين، أيدنا بعونك العظيم. وأيدنا بما ذكرت في القرآن
الكريم. وفقنا لرضاك بفضلك ورحمتك.
يا رب ، لقد دعوتنا إلى الشكر
بزيادة نعمك. نعمك لا تُحصى، وامتنانك لا يُوصف، ووجودك الأبدي لا يُدرك.
اللهم إنك على كل شيء قدير
وأنت أعلم بمآلات الأمور ومجرياتها .
صلى الله عليه وسلم ) نبياً
ليتمم أمرك ويحكم بين الناس .
ونشهد أن سيدنا ونبينا محمد
صلى الله عليه وسلم عبدك ورسولك .
آمنت الإنس والجن بنبينا صلى
الله عليه وسلم ، كذلك آمن به كل حي وغير حي.
صلى الله عليه وسلم يوم
القيامة، زادتنا عبودية له، وبزيادة نعمتك، طلبت منا الشكر.
اخترته قبل الخلق، وفضّلته
قبل أن ترسله إنسانًا، وقبل أن تخلق العوالم، أي حين كانت الخلائق مختبئة تحت حجبٍ
مُرعبة في عالم الغيب وعلى شفا العدم، سمّيته أحمدًا.
النبي ( صلى الله عليه وسلم )
إلينا، كنا قومًا محاصرين على شفا هاوية ملتهبة، عند سفح صخرة، لا نملك إلا رشفة
ماء تُرتشف فورًا، ولقمة يقتنصها الجائع دون تردد، ويدوسها أعداؤنا. كنا نعاني من
الأقوياء، ونُؤسر ونُذلّ من قبل الجاهلين، ونخشى هجوم البشر وتدميرهم.
عندما بعث رسول الله صلى الله
عليه وسلم نبيا أنكره الناس وهم يعرفونه .
اللهم بنور نبينا صلى الله
عليه وسلم ، حوّلت الظلمات التي حلّت علينا إلى نور، وحلّلت عقد الكفر عن قلوبنا،
وأزالت حجب الحيرة عن أبصارنا، فأنقذنا نبينا صلى الله عليه وسلم من ضلالنا، وفتح
أبصارنا العمياء، ودعانا إلى الدين القويم، وهدانا. لما
توفى الله نبينا صلى الله عليه وسلم ، انكشفت فينا عقد النفاق، وبليت ثياب ديننا.
ومع ذلك، فالحقائق واضحة، وأحكامك واضحة، ونهيك واضح، وأوامرك واضحة. لكننا
نبذناها وراءنا دون تفكير، ولم نُرد أن ندير ظهورنا.
استغلّ الشيطان وضعنا، فخرج
من جحره ودعانا إليه. فلما رأى استعدادنا لقبول دعوته، استفزّنا وحرّضنا وحاول
إضلالنا.
اللهم إن نبينا صلى الله عليه
وسلم هو ملاذنا ، نجنا به .
اللهم خلقته في أول الخليقة،
وجعلت نبينا صلى الله عليه وسلم حبل الوريد للنور الذي نراه وما لا نراه ، وجوهر
حقيقة الخلق، وتشرّفت البشرية بوجوده، ومن خلاله وُجدت العوالم المادية والروحية ،
وأودعته كنز الفضيلة، فوزّعه على الخلق كلٌّ حسب قدرته.
نبينا صلى الله عليه وسلم هو
ناقل الأوامر الإلهية النازلة من عالم الأزل إلى عالم الأسماء، ومراحل لقائك معه.
لقد ترك وطنه وجاء إلى عالم
الإنسانية ليجعلك معروفًا .
إنه لؤلؤةٌ ينبعث منها الماس
والياقوت والحركات والسكون وكل الأحداث. إنه الخط الرفيع بين الوحدة والوحدانية.
الإلهي . ودونت بيده الأسرار
الخفية عن الفهم البشري بأقلام على ألواح روحية.
البسملة إلا هو ، وهذا المعنى
هو كل شيء.
كل ما قلته حدث من خلاله فقط
، لأن علاقات المادة وأسرارها عنده .
سيدنا ( عليه السلام )
مفتاحًا لحل الظاهر والباطن، وجمعت فيه أسرار العبودية والربوبية .
يا الله ، لقد كشفته للبشرية
، مع علمك بالواجب والممكن، فقبل العبودية شرفًا لنفسه، فتجلى شرف العبودية به ،
فأدرك الخلق أنهم عبيد له ، فتركوا ادعاء الألوهية.
اللهم سيدنا ( صلى الله عليه
وسلم ) هو النور السامي للمعاني الغيبية، وهو شمس المعرفة التي تشرق كالبرق في
حقائق العرش، وعلى الباب العالي للصراط المستقيم، وهو العالم بسر هذا العالم، الذي
صفته النقص، والقلب الذي تتجلى فيه الأسماء الحسنى .
ألبسته ثوب خلافتك العظيمة،
ورأيت جسده أهلاً للخلود واللامكان .
اللهم إن وجودك لم يكن سراً
إلا مع نبينا صلى الله عليه وسلم .
وسيلة الوصول إليك معه .
نبينا صلى الله عليه وسلم هو
كمال الوجود، وبداية الأزل، وخاتم الأزل.
هو الذي هجر الدنيا، واشتغل
بك ، وعلم الماضي والمستقبل. بشريعته قام الملك، وجلب رحمته من العالم الخفي إلى
العالم.
جعلته قبلة أنظارهم، فألبست
الأسماء والصفات لباسهم. جذب جمالك، فسكن جلالك. ونصبت له الدرجات.
بين الحق والباطل عنده .
اللهم كفيت ووفيت إيمانه
وعمله عن البشرية أجمعين.
ليس له علم من نفسه، علمه
علمك ، لأنه ترك علمه.
يا إلهي ، لم يكن فكره إلا
فيك . لم يجد لنفسه محبة. وجد نفسه فيك وضحى بكيانه من أجلك. لأن بذل النفس للجسد
أعظم خطيئة. مع أنه لم يخطئ قط، إلا أنه تاب مئات المرات وأكد مجدك .
نبينا ( صلى الله عليه وسلم )
معصومًا من القيود البشرية . لم تُرِد أن تُفصِح حتى لعبادك عن قربك الذي أنعمت به
عليه . أخفيتَ قربك الروحي ولم تُعلنه جهرًا. لأن نبينا ( صلى الله عليه وسلم )
وحده كان قادرًا على فهم ذلك.
أنت معه ، وهو معك؛ وقد
استحقته السدرة الأخيرة. لكن عينيه لم تُحدّق في وجودك ، ولم يُرِد الانفصال عنك
والاختلاط بك. لم يُسكره هذا القرب ، ورغب في البقاء بجانبك. بل اتجه إلى عبودية
حبيبك الجميل واختارك .
اللهم إنك تحب
نبينا صلى الله عليه وسلم حبًا جمًا ، لأنك خلقته لتُفك العقد، وتُيسر المحن، وتُقضى الحاجات، وتُحقق المطالب ،
وتُرحمه.
اللهم إن سيدنا
محمداً مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) هو الفريضة والغاية التي لا نظير لها ولا
شبيه ولا غيب .
به اخترعت العلوم كلها ،
وأجبرت طالبي الحق على التعلم منه. فهو سر الأسرار، وحقيقة الحقائق، ومالك الأمة
الإسلامية وسيّدها.
هو نور السجود، وهو رفيقنا
اللطيف الذي يُخفف غربتنا، ويجلب السكينة لقلوبنا في درب الحياة.
يا رسول الله ( صلى الله عليه
وسلم ) كيف لا نصلي عليك ؟
يُسبِّح اللهَ كماله ، لا
يُضاهى، جديرٌ بالثناء، مُبيدُ الخطايا، ومُنجِّينا من الجحيم. أنت سيدنا، طاهرٌ
من كلِّ دنسٍ جسديٍّ وروحيٍّ، ومن دنس الخطيئة، ذو رائحةٍ زكية .
يا خاتم الأنبياء، الذي جمع
السابقين واللاحقين، الماديين والروحيين، والأمة على المحبة والإخاء!
عندما يحين الوقت، فأنتَ
المحارب الأعظم، الذي تُجسّد فيه كل الصفات الحميدة، تاج الجمال، الذي يرتدي ثوب
العبودية، الذي لا ينقطع عن العبادة، الذي لا تخفى عليه الأسرار، الذي يلتقي الله
شخصيًا ، والذي يعرف ويفعل الأعمال التي تُرضيه أكثر من غيرها. أنت الذي يعرف
ويُحب الأعمال الصالحة المؤدية إلى النجاة ، الذي لا يخيب صبره أبدًا في قول
الحقيقة، الذي سيجمعنا حولك يوم القيامة، مالك المظلومين.
أنت الذي لا ينقص عونه من
الله أبدا وهو مستمر.
اللهم إنا نسألك بما تحب ،
فهو سيد العباد، وإمام أهل التوحيد، وإمام الدوائر المتمددة، ولوحَ الأسرار، ونور
الأنوار، وملجأ المضطرين، والقطب الرباني الجامع لأكمل المعارف، والعلامة الظاهرة
على أرفع أثواب الإيمان، ومعدن الجود والجود، وصاحب المساعي السماوية، وصاحب
المعرفة الإلهية، والخطيب على المنبر الخالد، والنور الإلهي في عالم البشر، وتاج
المجد، وسحر الجمال، وشمس الاتحاد، وشرف المقام الإلهي، ونعمة الوجود، وحياة كل
موجود، وأعلى السلطان الإلهي، والمثال الواضح للقدرة الإلهية والإتقان الرفيع،
والعلامة الظاهرة للمحبوب، وجوهر العارفين.
يا الله ، سرك العظيم، صديقك
الحقيقي، الثمين، الحقيقي، القوة في كل شيء، القائم بالحق، المنفذ للأوامر
الإلهية، المعيش لحقيقة العبودية، السلطان، أبو الرحمة، سيد المعرفة، الممحو
والقاطع للأوهام والظلام ووساوس الشيطان بنوره، الشفيع الكريم، تجسيد النقاء
والصفاء، الذي به أوجدت العدم، الذي منه أنبتت الذرات، كعبتك القوية، الكمال الذي
تسجد له العقول، الذي يقرر القدر والمصير، الشمس التي نطلبها منك ومن خلالك.
نبينا صلى الله عليه وسلم
صداقة معك ، وأصبح هو المخاطب الحقيقي لقلبك، حيث قلت: "أنا لا أستطيع أن
أدخل العوالم، فأنا أستطيع أن أدخل قلبك"، ومن خطابك :
"اعبدني".
يا الله ، ما أجمل نبينا صلى
الله عليه وسلم ! رأينا عيوبنا في مرآته، وكلما أعرضنا عنه أفسدنا أنفسنا.
اللهم إنا نعلم أن سيدنا (
صلى الله عليه وسلم ) هو كاتب الحروف النورانية التي سالت من قلم اللوح المحفوظ،
موزع نعمك المقدسة، الذي يعرفك واحداً لا يحتاج إلى أعداد، الذي هو موحد العالمين،
فهو حبيبك الذي جعلته اسما اعظم.
اللهم إنه عبدك الذي من أجله
خلقت عالم الوجود، ومن أجله أذنت للأشياء أن توجد، عبدك الذي باركت عليه وباركته،
الذي خلقه عجائب، لا يدرك علمه، ولا ينال سره، ولا يبلغ قدره، ولا يوصف جماله،
وكماله معلوم أنه مهد الحق لا يحمد، وقدره معلوم لديك.
يا الله ، ما أجملَ صلةَ
نبينا صلى الله عليه وسلم وقربَه . لقد خافنا والناسُ من عقابه، وأعرض عن سبيل
المشركين، وكسرَ ظهرَ الشرك، ودعا الناس إلى سبيلك بالحكمة والموعظة الحسنة، وكسرَ
الأصنام، وجعلَ أئمةَ الكفر على وجوههم.
وفي النهاية أصيبت جماعة
الكافرين بخيبة الأمل وفقدت تفوقها.
نبينا صلى الله عليه وسلم عن
رسالته. صبر على المشقة في سبيلك، وكان جادًا في أوامره. أبقى نور العبودية
متقدًا. بينما شهد من حولنا النعم التي وجدناها من خلال النبي صلى الله عليه وسلم
، لم نختبرها نحن.
اللهم إننا نرغب في التحرر من
كل قيد واللقاء بك ، ولكن كل شيء بمشيئتك .
اللهم إن وجودنا بفضلك على
نبينا صلى الله عليه وسلم ، فقد أصبحت هذه النعمة حياتنا ودمنا وأرواحنا، ودفعت
عنا ظلمات الكفر ومصاعبه، ومنحتنا حيوية الحياة الأبدية في هذه الدنيا الفانية.
يا الله ما أجمل خلقك سيدنا
محمد المصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) فخر العالم.
كان جسده المبارك نظيفًا
جدًا. كان عرقه نقيًا ورائحته طيبة لدرجة أنها لا تشبه المسك ولا العنبر. لم يفقد
أي شخص صافحه رائحته الطيبة في ذلك اليوم أبدًا. كلما لمس رأس أي طفل ، كان ذلك
الطفل يتميز برائحته الطيبة. شهد كل شيء أنه لا يوجد رائحة أطيب من عرقه. إذا مر
في طريق ، سيعرف أولئك الذين مروا بعده من خلال رائحته الطيبة أن رسول الله ( صلى
الله عليه وسلم ) قد مر به. كانت له رائحة مميزة. لم يضع أي عطر خارجي قط. لا
تشتعل منديل يمس وجهه المبارك أبدًا . كان بصره المبارك شديدًا جدًا ، ويمكنه أن
يرى من الخلف وكذلك من الأمام. يمكنه أيضًا الرؤية في الظلام.
لقد وضعت حقيقته على الليل
فأظلم، ووضعته على النهار فأبيض، ووضعته على السماوات فوقف بلا عمود، ووضعته على
الكون كله فأصبح حيًا.
اللهم أنت وحدك تعلم قدره ،
ولا تقبل صلاة من لم يذكر اسمه.
هو بحر أنوارك ، ومعدن
أسرارك، وروح أرواح عبادك، واللؤلؤة الثمينة، والعبير الذي لا يُضاهى، ومحبة
الكائنات وخميرة الكائنات. هو جوهر العالم الخفي.
إنه مكان الشرف الذي يسعى
الناس الكاملون إلى الوصول إليه.
سميته أحمدًا في السماء،
ومحمدًا في الأرض. في اسم أحمد، جمعتَ أسماء نبينا صلى الله عليه وسلم . ألف أحمد
تعني الألوهية والجلال. وسميته تذكيرًا لمن في السماء.
سر أحمد هو المحراب الذي
تلتقي فيه أسرار الألوهية والخلق. سر محمد هو ما يفصل الباطل عن الحق. ميم اسمه
مصدر الأسرار، وهاء الرحمة، وميم المعرفة، ودال الدرجات.
نبينا صلى الله عليه وسلم ،
لم يولد مثله، ولن يولد. هو مصدر حاجة عباده.
هو أكمل الأنبياء خلقًا. وهو
القائد الوحيد المسؤول عن هداية البشرية. إيجادك مرتبط بإيجاده.
كان كل شيء يشرف باتباعه. شق
القمر بعلامة واحدة ، لكنه لم يرفع عينيه إلى الأعالي.
هو صاحب الشفاعة التي ترضاها،
وهو الذي يحفظ طلبات أمته، وهو الشفاعة التي يلجأ إليها الناس للشفاعة، وهو الذي
يقف وحده عند المقام المحمود.
به انكشفت كنوز الحكمة
والرحمة والسلطان والملكوت الملائكي. إنها جواهر الجمال التي يتجلى بها الجلال
ويشاهدها الجمال.
الإلهية . تتدفق من روحه
أنفاس مباركة إلينا. لا يأتي العون والمساعدة إلا منه.
يُعرَف الكرم إلا به ، فهو
جليلٌ مختارٌ من بين أناسٍ لا تُضاهى صفاتهم، حتى إن نور النبوة يشرق من قبر سيدنا
فخر العالمين ( عليه الصلاة والسلام ) ، فيُنير قلبه، ويُخاطب محبيه الذين يزورون
قبره.
اللهم اهدنا إلى قربك من
سيدنا صلى الله عليه وسلم الفريد في خلقه وجامع الأسرار ، واجعل أسرار قربك تنزل
منك إلى روحه، ومنه إلى جسده، ومنه إلى قلبه، ثم إلينا.
على
نبينا صلى الله عليه وسلم الذي كان مجيئه إلى الدنيا رحمة ،
صلاة لا ابتداء لها
ولا انتهاء، تزيد ولا تنفد عند تلاوتها، تجري وتبقى بين خلقه مؤمنين كانوا أو
كافرين، صلاة تحيط بما لا نهاية له من الأعداد والحدود والأبعاد في
كل لحظة من لحظات تنفسنا، وفي لمح البصر، وفي كل لحظة من لحظات تنفسنا حسب إحصائك لما هو مبين لديك.
اللهم
اجمعنا بآل سيدنا ( عليه السلام) الذي منه تفجرت الأسرار، ومنه انفجرت الأنوار،
وإليه صعدت الحقائق ووجدت حقيقتها، وإليه نزلت المعرفة فعجز الخلق، وضعف الفهم
أمامه فلا يدركه أحد قبلنا ولا بعدنا، وتزينت حدائق ملكوت الملائكة بأزهار جماله،
وفاضت أحواض ملكوت الجبروت من كثرة أنواره، وكل شيء عليه قائم بين يديه، يرى ويعلم
أحديته دون عدد، ويميزه عن الخلق . جزاه الله خيرًا . شعر.
اللهم ، في طريقك، وفي عونك،
وفقنا لمنهج سيدنا النبي صلى الله عليه وسلم، وفهمنا إياه فهمًا نخرج به من غفلتنا
ونجد النجاة. فلنرتوي من نبع الفضيلة.
اللهم اجعل سيدنا صاحب
الأسرار العظيمة، سيدنا محمد المصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) ، روحي، واجعل روحه
سر حقيقتي، واجعل حقيقته تحيط بالكون بإدراك الحقيقة.
اللهم أنزلني مع النبي محمد
صلى الله عليه وسلم في ذروة الباطل حتى أحطم عقله، واهدنا إلى مقامات التوحيد،
واسلك بنا في بحار التوحيد ، وأغرقنا في ينابيعها، حتى نجدك به أينما توجهنا ،
واجعلنا به ننكشف عنا ، وبه نهتدي.
اللهم انشر أنوار صفاتك
الجوهرية منك إليه ومنه إلينا، فنبصر معه ، ونسمع معه ، ونجد معه ، ونحس به .
اللهم أرنا ذلك وأغلق باب
العلم عن من لا يعرفه.
ليس كمثله أحد من الخلق يتكلم
بالأسرار، ولم يكن ولن يكون مثله. رضي عن من اتبع سبيله وعن خلفائه.
بسلطان وحدانيتك الشاملة،
سجدت أرواح الملائكة لآدم (العدم) على المذبح. قلتَ عن سيدنا محمد المصطفى ( صلى
الله عليه وسلم ) : "خُلِقَ آدم على صورتي". ليس لأمثالنا.
الملائكة تشهد على سرّ هذه الحقيقة.
إن نبينا صلى الله عليه وسلم
هو صاحب الحكم المبين في كل الأمور، رقيب على نفسه وباطنه، على نفسه وجسده ، يطلب
إرادة الله في أحكامه .
اللهم إنك جعلتنا في عالم
الغيب، فأنزل علينا عونك. أنزل علينا نفحة مباركة، وأحيت أرواحنا، واجعله قوتنا
وسلاحنا في وجه الأحداث. لا نريد ما يفرقنا عنه، ولولاه لهلكتنا. هو الستر الذي
يحجبنا عنك .
يا رب ، لقد سخّرت الزمان
لأمره، فعنده الأمان. فتُكشف لنا أسرار نفوسنا وحقيقتنا. هيا بنا نرى تجليات أشكال
البداية والنهاية، الظاهرة والباطنة، فتتحول أشكالنا إلى الشكل الذي تريده . وكما
أن وجودنا ليس مهمًا في ذاته، فإن نتيجته لا معنى لها. ولكنه كل قوتنا وقدرتنا.
فليكن سيدنا في جميع مساعينا، لننال النفع.
اللهم صل وسلم وبارك على أكمل
الخلق، مالك السموات والأرض، مفتاح سر الكنوز، وجوهر الوجود، وسر بقاء العالمين،
سيدنا محمد المصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) .
"إن الله
وملائكته يصلون على النبي يا أيها الذين آمنوا صلوا عليه وسلموا تسليما" (
الأحزاب ٥٦)
اللهم إنك جعلت الإيمان
بنبينا صلى الله عليه وسلم تطهيراً لنا من الشرك .
اللهم إنك أمرتنا بالصلاة على
نبينا صلى الله عليه وسلم، فاستجبنا لأمرك، ولكننا لا نستطيع الصلاة عليه كما
ينبغي. لأننا عاجزون، نستعين بك. ارزقنا الصلاة عليه كما ينبغي. نستودعك أمرنا،
ونستودعك صلواتنا .
اللهم إنا نستشفع بك بنبينا
صلى الله عليه وسلم ، فقد جعلته وسيطًا نورانيًا، ذا شأن رفيع، ووسيط كريم. نستشفع
بك به، فهو ذو الشفاعة العظيمة، وأشرف الوسطاء. وقد بلغ سر " قوس الكعبة
ركن " .
به اهدنا إلى حقيقة ذاتك،
وصفاتك، وأفعالك، وأسمائك، وأعمالك، حتى لا نرى، ولا نسمع، ولا نحس إلا بك ، ولا
نجد في الكون غيرك.
ارزقه مقام الشفاعة والفضيلة،
وشرفه ودرجاته الرفيعة، وارفعه إلى المقام المحمود الذي وعدته ، واجمعنا
تحت لوائه، وأغرقنا في شرفه وكرامته العالية في مقامه المحمود .
اللهم صل على سيدنا محمد
المصطفى صلى الله عليه وسلم صلاة تدركها الحواس ولا تحتاج إلى برهان، بالدرجات
التي وصفتها لنا بين يديك، والتي أنعمت بها عليه في خلوتك قبل خلق الخلق.
نطلب منه أن يستمر في صلواته
ما دامت حياته الفردية قائمة.
اللهم بفضلك ورحمتك، اجمعنا
بشخصية رسول الله صلى الله عليه وسلم ، واجعلنا على شاكلته. وقربنا إليه في أول
الخلق وآخره. وارزقنا محبة ولايته، وصفاء محبته، وأبواب بصيرته، وأسرار باطنه،
ورحمة رحمته، وبركاته.
النبي صلى الله عليه وسلم هو
أصل البشرية من الأزل إلى الأبد، وجعلته باقياً إلى يوم القيامة.
برؤية رحمتك الشخصية، ارتقى
إلى مراتب أعلى من العبودية، ونال الوحدة. أخذته من هذا العالم إليك بمحض إرادتك.
وهكذا، تحرر من مشاق هذا العالم، وأحاط به رضاك ، ورافقه السرافيم، واستقر في
رحابك العليا.
اللهم ارزقه من الصلوات
والتحيات ما يرضيه كما يرضيك . واجعلها سببًا لرضاك، ودوامها عليك، ودوامها عليك.
لا تنقضي صلواتك وتحاياك إلا بعلمك، لا تُحصى ولا تُحصى ولا تُنفذ. تتواصل واحدة
تلو الأخرى. وتنفذ إلى ذراتنا، فتفنى فيه عقولنا وأرواحنا وأجسادنا.
لدينا إيمان بأن هذا سوف
يحدث.
اللهم ارزقنا السلامة مع
نبينا صلى الله عليه وسلم ، ولا نشقى في الحياة. وافتح لنا أبواب الإسلام والمحبة.
وكما ندخل به حصن لا إله إلا الله ، فهو الباب والطريق إليك . لا سبيل غيره. لقائك
لا يكون إلا به . به نُطهّر كمالات الوجود من نقائص الخلق . شرفه وكرامته فوق كل
نقص وسوء.
اللهم إن سيدنا محمد المصطفى
صلى الله عليه وسلم وحده يسبحك ويكرمك ويعظمك ويعظمك من الأزل إلى الأبد ، وهو
وحده من يرى صفاتك من الجمال والجلال بنظرة واحدة.
والصلاة والسلام على لسان
نبينا صلى الله عليه وسلم ، خاتم الأنبياء الخالد ، الذي به يسمع السامعون، ويتحرك
المتحركون، ويسكن الجالسون، ويقف القائمون.
اللهم إنه سرك الأوسع، يدلك به
، ومنه
إليه، بقدر ما يملأ ما بين الأبد والأبد ، بلا عدد، في طرفة عين، في لمحة برق، في
كل نفس، عدد ما علمت من الخلق، بعدد لا ينضب في
مراتب العدد ، عدد ما علمت، صلوات ربي وسلامه عليه كما يليق بجلالك وأهله .
اللهم صلواتك وسلامك التي نطق
بها اللسان الأزلي في رياض الملائكة، وكررها أجمل ما يكون في المقامات العلى،
والتي دعيت بها لكشف الهم والغم، والتي كانت دواء لدفع العسير، صل على نبينا صلى الله عليه وسلم ؛ فقد أنعمت عليه بالنعم
الكثيرة، وأعنته، وأخذت بيده، وقربته إليك، وسقيته بالبركات، وكرمته، ورفعته،
وأحلى الأخلاق نورك المبين، وعبدك الأبدي، وحبلك المتين، وحصنك المتين، وجلالك
الحكيم، وجمالك الكريم.
تُليت هذه الصلاة في موضعٍ لا
تُطرح فيه أسئلةٌ حول الزمان أو المكان، أو "أين"، أو "إلى
أين"، أو "كيف"، أو "كم". إنها صلاةٌ وتحيةٌ حيث يبقى كل
شيءٍ أبديًا مع الله ؛ حيث يأتي كل شيءٍ من الله ويعود إليه، حيث يكون كل شيءٍ مع
الله.
اللهم إنا نسألك النجاة من
الوساوس التي تلهينا عنك وتشغل قلوبنا، وأن نعوذ بك من كل ما تكره. توفيقنا بك ،
وإليك نعتمد، ونستعين. اشغلنا بك ، وهب لنا منحة لا يتدخل فيها أحد سواك ، واملأها
بعلمك، وصفاتك، وأخلاقك المحمدية. اللهم ارزقنا حسن الظن، وإيمانًا لا ريب فيه،
وأصلح أحوالنا بعونك، وأصلح أحوالنا، واقبل عفونا عند السؤال، واهدنا إلى الحق.
اللهم صلاتك وسلامك عليه، به
تنحل العقد، ويفرج الهموم، ويفرج الكرب، ويقضي الحاجات .
يا من وجوده من ذاتك، ولا
يحتاج إلى شيء، نسألك من فضلك وفضلك.
اللهم لا يعرفك إلا نبينا صلى
الله عليه وسلم . نسأله أن يفرج همومنا بالصلاة والسلام عليه. اجمعنا على محضرك
المقدس، وجنبنا الفرقة، واجمعنا على وحدتك. اللهم بلغنا صفاء الوحدة. وإلا فكيف
السبيل إلى محضرك الجليل؟
اللهم إنا محروسون بعنايته في
بحر شكره، غارقون في نعمه، مبتهجون بخيره، مستغيثون بسيفه .
اللهم قربنا منه تمحو ذنوبنا،
وتأخذنا إلى دار الأخيار، وترحم صغيرنا وكبيرنا، وترزقنا في الدنيا والآخرة.
نبينا صلى الله عليه وسلم
أجساد الأنبياء وأرواحهم وأسرار قلوبهم، فأرسل علينا أنواره ورياح رحمته دون
انقطاع ولا نهاية. وانكشفت لنا الحقائق، فلا ندري ما تخبئه لنا الليالي والأيام.
اللهم إنا نسألك المغفرة
والرضوان وتمام القبول بشرف سيدنا فخر العالمين محمد المصطفى صلى الله عليه وسلم ،
ولا تدعنا في هذا الأمر وحدنا لحظة.
اللهم أكمل لنا عيوبنا بسيدنا
صلى الله عليه وسلم ، وردنا إلى أصلنا، وأذهب عنا الفراق، حتى تتحد ذواتنا
وصفاتنا، وصفاتنا وأعمالنا .
اللهم أيدنا به وأعنّا على
طاعتك، ونستعينك على اتباع صراطك المستقيم ، واجمعنا به ، وحوّل بيننا وبين من
سواه، وارحمنا برحمتك، ويسر لنا سبل النجاة في أمورنا.
ونعلم
أن من مات على حب نبينا محمد المصطفى صلى الله عليه وسلم مات على دينه، وتزوره الملائكة،
ومن مات ولم يجد نبينا صلى الله عليه وسلم كتبت بين عينيه: قد أيس من رحمة الله
، وخلقته لا رجاء له.
اللهم إننا لا نملك إلا أن
نأسر بحب لا ينتهي بالدوران حول نبينا صلى الله عليه وسلم قطب العالمين ، ونسكر
بنظره.
توجهنا إليك بسيدنا ( صلى
الله عليه وسلم ) صاحب الكتاب المحفوظ .
يا من تجيب عبادك خيرهم!
فبفضل رحمتك ، جاء نبينا صلى الله عليه وسلم إلى عالم الوجود وسيطًا أمينًا.
رسول الله صلى الله عليه وسلم
إلى السماء، ونال سرورًا، ودخل الجنة، اشتاق إلينا خلفه. هو الذي رفع صرخته بين
يديك من أجلنا فقط. وإذا رفع يديه إلى السماء في حاجة، حرك لسانه قائلًا:
"أمتي..." إنه لا ينسانا، ولا تنسانا يا الله .
نبينا صلى الله عليه وسلم
نمحي ذنوبنا التي وقعت علينا بسبب وجودنا الفاني، في مكان لم يعد فيه الزمان ولا
المكان، ولا الفراق ولا البعد، ولا الاتجاهات ولا الأحوال ولا الاستقرار.
اللهم إنا نعلم أننا من أمته
فلا نحزن ، وقد كثرت نعمك علينا فلا يحزننا إلا ما صنعنا. ونستحي مما نحن
فيه، فمن أقرب إلينا منه؟ اللهم لا تبعدنا عنه.
يا رب ، إذا أظلمت قلوبنا
واضطربت نفوسنا، فاصرفه عنا . وكثرت ذنوبنا، ورجانا عفوك . فزدنا شكرنا حتى تعجز
الكلمات عن وصفه. وإذا رأيت جحودنا، فاستره عن ضعفاء أمته، وأصلحه.
به نستشف دقائق القرآن ومعاني
خفاياه . فهو نور الإنسان ونور الأبصار، فألبسنا صفاته، وأروِ ظمأنا من خمر علمه.
يا رب ، كما جَعَلَتنا جميلين
ومتميزين في الخلق والنعمة، فاجعلنا متحدين في محبته. وامنحنا صفات القرب منه،
فنرثه وحده. ونجد الفناء في جسده ونبلغ الحقيقة. نعلم أنه لا سبيل لنا إلى ذلك إلا
به .
يا ناصر من لا ناصر له، يا
ولي من لا ولي له، يا رزاق من لا رزق له، يا مالك كل غريب، يا رفيق كل وحيد ! لا
إله إلا أنت، سبحانك في الدنيا والآخرة .
اللهم إنا نعوذ بك من قلة
الرحمة ومن سوء الأقوال والأفعال، بجلال جلالك وجمال جلالك، وقوة ملكك ورحمة عزتك،
ومحبة نبيك صلى الله عليه وسلم .
نجنا من الأفكار الجسدية،
واحمنا من الشهوات الشيطانية، وطهّرنا من دنس البشر، ونقّنا بالمحبة الصادقة،
وحرّرنا من أوهام الغفلة والجهل. فكما تتلاشى الكثرة في حضرة وحدانيتك الشاملة،
يتلاشى شكلنا وذاتنا، وتتلاشى طموحاتنا ورغباتنا البشرية.
اللهم إنا نسألك رحمتك في
الغضب والرضا، والقناعة في الغنى والفقر، والتواضع والصدق في الأعمال، ومغفرة
ذنوبنا فيما بينك وبين عبادك، وحاجتنا إليك.
ثبتنا على نهج النبيين
والصديقين والشهداء والسعداء الذين أنعمت عليهم، واحفظنا بحفظك الذي نستودعه إياه
من شرور الناس، وننجو إلى يوم الدين.
اللهم إليك نطلب ولا نخشى إلا
إليك .
ليس لدينا أعمال نعتمد عليها،
ولا شرف نعطيه الأولوية. لا خيار لنا إلا أن نعلن "نحن أمة محمد صلى الله
عليه وسلم" وثيقةً . لأن ذنوبنا كثيرة، وأمانينا طويلة، وطاعتنا كسولة،
ونياتنا خارجة عن أمره.
اللهم إنا كنا من الظالمين،
أنت ولينا ونصيرنا، توفانا ونحن مسلمين، وأدخلنا في زمرة الصالحين ، وأصلح لنا في
أنسابنا وذرياتنا، إنا تابنا إليك وإنا مسلمون.
اللهم إنا استغيثنا ورحمنا،
فلم يلتفت إلينا من أسرفنا إليه بمشاكلنا. توجهنا إليك بحبيبك محمد المصطفى صلى
الله عليه وسلم ، ونؤمن أنك لن تردنا. فهو شفاء قلوبنا، وصحة أجسادنا، ونور
أبصارنا.
اللهم احشرنا في زملته ،
واجعلنا نعمل بسُنّته، وتوفنا على سبيله، فإن آمنّا به ولم نره، فأكرمنا برؤية
جمالك وجماله في الدنيا والآخرة.
يا رب، أرسل علينا نَفَسَكَ،
فنجد الحياة في عبيرها. هيا بنا نرى وندرك حقيقة ذواتنا، ولنجمع الأول والآخر،
الظاهر والباطن. ليتسامى القريب والبعيد، ولنكن واحدًا.
نعلم أنه حقيقةٌ أرسلتها
بشرًا. وكما لا نبلغ مقامه، فلا حياة لنا بدونه . فاجمعنا، عبادك المتواضعين،
بأسمائك الحسنى الشريفة . ونرجو أن تكون كلمتنا الأخيرة "ليلى إلا الله
محمد". رضي الله عنه.
اللهم إنا نعوذ بك من سكرات
القرب من الأقوال والأفعال ، ونعوذ بك من شرور الدنيا والآخرة، فهو الذي يجيرنا من
الهلكة.
اللهم كما نحب رسول الله صلى
الله عليه وسلم نحب أولاده وأهل بيته ، وقد صدقناك.
«إن فاطمة رضي الله عنها حفظت عفتها فأدخلها الله وأولادها
الجنة».
" لقد وعد ربي
أنه لن يعذب من آمن بتوحيده وصدق نبوتي من أهل بيتي وذريتي."
نبينا صلى الله عليه وسلم
وأبناؤه سادةٌ لنا. نحبه أكثر من أنفسنا وأولادنا وكل شيء. إن سألونا، فسنضحي
بحياتنا من أجلهم . لأن "في القصاص حياة". من باع نفسه في سبيل
الله سينال بركاتٍ عظيمة من نبينا صلى الله عليه وسلم .
اللهم ارحمنا بكتابك الكريم
القرآن الكريم، وبشرف نبيك محمد صلى الله عليه وسلم ، وبآبائه إبراهيم وإسماعيل
عليهما السلام ، وصاحبيه أبي بكر الصديق رضي الله عنه . عن عمر رضي الله عنه )
وعثمان ( رضي الله عنهما) (أنه ) وابنته فاطمة ( رضي الله عنها) وعلي ( رضي الله
عنه ) ) وابنهما الحسن ( رضي الله عنه ) (عليه السلام ) والحسين ( رضي الله عنهما)
عنه ) وعمه حمزة ( رضي الله عنه) . ) وعباس ( رضي الله عنهما) نتوجه إليك بنبينا
صلى الله عليه وسلم وزوجته خديجة رضي الله عنها وعائشة رضي الله عنها وسائر زوجاته
الطاهرات، ونسألك قضاء حوائجنا برحمتهنّ.
ذكرهم نبينا صلى الله عليه
وسلم بالرحمة، فهم خلفاؤه، حافظوا على دينه، وورثوا علمه، وساروا على نهجه.
اللهم صل وسلم وبارك على أهلك
وذريتك وأهل بيتك وأصحابهم الذين استوفوا حسن الجزاء وحسن الخلق.
إبراهيم عليه السلام وعلى
آله، إنك حميد مجيد.
اللهم اهدنا إلى حقيقة
أسرارهم، وارزقنا فهم الحقائق بالارتقاء على درجات المعرفة .
اللهم ارضى عن أصحابه، ومن
تبعه، ومن اتبعه، وارض عن الصحابة الكرام، والعلماء، والمؤمنين، والحكماء من اقتدى
به على الحق ، واجعلنا من المحظوظين.
اللهم صل وسلم وبارك على روح
نبينا صلى الله عليه وسلم الذي في الأرواح ، وعلى جسد نبينا صلى الله عليه وسلم
الذي في الأجساد، وعلى قبر نبينا صلى الله عليه وسلم الذي في القبور.
فلتكن هذه البركة وما يترتب
عليها من بركاتٍ تليق بمجده وشرفه الجليل، ولتكن بركةً وتحيةً تليق بمقام نبينا
صلى الله عليه وسلم الكريم ، وآبائه وأجداده ، وأهل بيته وأصحابه الكرام، الذين
نذكرهم بإجلال.
اللهم صلي وسلم وبارك عليه بصلواتك الدائمة عليه.
اللهم إننا نحب سيدنا فخر
العالمين عليه الصلاة والسلام حبًا جمًا ، وكلما صلينا عليه أكثرنا تجددًا، وما
أعظم شرف القرب منه.
اللهم أنت الذي تحمده ، فكيف
نحمده؟ ونحن نحمد ما لا يستحق الحمد، فشكرًا لك على أن أنعمت علينا بهذا الثناء
الذي لا يليق بنبينا صلى الله عليه وسلم .
ربنا ، أرحم الراحمين ، إنك
سميع عليم، فاقبل منا دعاءنا، وارزقنا علمًا ينفعنا، إنك على كل شيء قدير، وتب
علينا ، إنك أنت التواب الرحيم.
Ey Allah´ım canımızdan daha
sevimli, nefsimizden ve aile fertlerimizden daha aziz olan Efendimiz
(sallallâhü aleyhi ve sellem ve ala âlihî)´ye salât ve selam ederiz.
يآ
اَكـــْرَمَ الْـخَــلْــقِ مٰاليﹺ
مَـنْ اَلــُوذُ بِــهِ
سِــوَاكَ
عِـنْــدَ حُــلُــولِ الْحـَادِثِ
الْــعَـمِـمِ
" يا سيدي الأعظم ( صلى
الله عليه وسلم ) أكرم الخلق وأجلهم، ليس هناك أحد ألجأ إليه غيرك عند آخر نفس
مني."
(قصيدة
بردة )
الحمد لله رب العالمين.
أمين.
MUHAMMEDÎ DUA
(sallallâhü aleyhi ve sellem ve ala
âlihî)
بسم
الله الرحمن الرحیم
الحمد لله رب العالمين
والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى اله وصحبه وسلم اجمعين
ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE YA
RASULALLAH
ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE YA
HABİBALLAH
ESSALÂTU
VESSELÂMU ALEYKE
YA
SEYYİDEL EVVELÎNE VEL AHİRİN
ESSALÂTU VESSELÂMU ALEYKE
YA FAHRİ ÂLEM Muhammed Mustafa
(sallallâhü
aleyhi ve sellem )
Ey Rabb´imiz; Sen çok yücesin, her
kusurdan pak ve münezzehsin. Sen, celâl ve ikram sahibisin.
Ey Allah´ım verdiğin nimetler için, Sana yaraşan hamd ile şükür ederiz. Seni tespih ve takdis
ederiz. İlham ettiğin hidayetlerden dolayı şükürler olsun;
Sunmuş olduğun bol ve kâmil bağışlar,
eşsiz ve benzersiz geniş ihsanlar ve lütfettiğin tüm nimetlerin için övgüler
olsun.
Kuvvet ve gücün yalnızca kendinde,
yaratılmışların açılması ve kapanması kendisi ile olan Allah ´ım, şükürler
olsun.
Ey Allah ´ım, önceden olan bir şeye
dayanmadan ve bir eş ve benzerin olmadan, yaratıkları yaratmaya muhtaç değilken
ve yaratmada kendine bir faydası yokken, kendi güç ve dileğinle her şeyi var
ettin.
Gözlerin Sen´i görmesi, dillerin
sıfatlarını beyan etmesi ve kavrayışların mahiyetini anlaması imkânsızdır.
Sadece hikmetinin sağlamlığını bildirmek, itaati hususunda uyarmak, kudretini
aşikâr etmek, mahlûkatını kulluğa çağırmak ve çağrını güçlü kılmak için bizleri
vücuda getirdin. Sonra da bizleri kendi gazabından korumak ve cennetine sevk
etmek için, itaatin karşısında mükâfatı ve isyanın karşısında da azabı vaat
ettin.
Ey Allah ´ım, şahadet ederiz ki, Sen´den başka bir
ilah ve ortağın yoktur; birsin; Sen âlemlerin
Rabb´isin.
Biz, Senin kulların,
gücümüz yettiği müddetçe Senin ahdin ve va´din üzereyiz. Yaptıklarımızın
kötülüğünden Sana sığındık. Bize verdiğin nimetini anarken günahımızı da arz
ederiz ki, bizi affet. Nefsimize haksızlık ettik, günahlarımızı itiraf
ediyoruz. Bütün günahlarımızı affet, çünkü günahları ancak Sen bağışlar ve
affedersin.
Ey Allah ´ım, Tevhidin özünü ihlâs
kıldın. Kalbimiz ona bağlansın.
Aklımızın kavrayabilmesi için tevhit düşüncesini apaçık et.
Allah ´ım, Senden hakkıyla korkmayı
ve ancak Müslüman olarak ölmeyi bize nasip kıl. Allah´ım Senden gerçekten
korkmayı başarabilmek için ilmimizi artır.
Ey yakaranlara cevap veren, ey imdat
isteyenlerin imdadına koşan, Ey güven isteyenlere emniyet sağlayan, üstün
yardımınla bizi kuvvetlendir. Kur´an-ı Kerim´de belirttiğin yardımla bize
yardımda bulun. Fazilet ve rahmetinle nimetlere kavuşalım.
Ey Allah ´ım, nimetlerini artırarak
bizleri şükretmeye çağırdın. Nimetlerin sayılmaz, şükrün eda edilmez ve ebedi
oluşların idrak olunabilmeleri imkânsızdır.
Ey Allah ´ım, takdir ettiğin şeylerin
her durumundan haberdarsın ve işlerin sonunu ve olayların akışını en güzel
bilensin.
Allah´ım emrini tamamlamak, kendi
hükmünü geçerli ve kesin kılmak için Fahri Âlem Muhammed Mustafa (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimizi peygamber olarak gönderdin.
Şahadet ederiz ki, Fahri Âlem
Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, Sen´in kulun ve
resulündür.
İnsanlar ve cinler Peygamber
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize iman ettiği gibi canlı ve cansız bütün
eşyada iman etti.
Kıyamette diğer ümmetlere karşı
Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ihsan ederek kulluğumuzu
artırdın. Nimetini bollaştırarak da bizden şükür etmeyi istedin.
Yaratmadan önce O´nu seçtin. Beşer
olarak göndermeden beğenmiştin. Âlemleri yaratmadan önce yani mahlûklar gayb
âleminde korkunç perdeler altında saklıyken ve yokluk sınırının eşiğinde
bulunurken O´nu Ahmet (beğenilmiş) olarak isimlendirdin.
Bizlere Peygamber (sallallâhü aleyhi
ve sellem) Efendimizi göndermeden önce ateş dolu bir uçurumun kenarında, taşın
dibinde kalmış, hemen içilip tüketilecek olan bir yudum su; aç kişinin fırsat
gözetmeden kapıp yiyeceği bir lokma; düşmanların ayakları altına düşmüş bir
toplumduk. Güçlülerin belasına uğramış, azgınların elinde tutsak ve aşağılık
bir hale düşmüş; insanların saldırıp yok etmesinden korkar olmuştuk.
Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve
sellem ve ala âlihi) peygamber gönderdiğinde, insanlar O´nu tanımalarına rağmen
bilerek inkâr ettiler.
Ey Allah´ım Peygamber (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimizin nuruyla üzerimize çökmüş karanlıkları aydınlığa
çevirdin. Kalplerimizdeki küfrün düğümlerini çözdün; gözlerimizden şaşkınlık
perdelerini giderdin. Böylece Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz
bizi sapıklıklardan kurtardı ve kör olan gözlerimizi açtı. Bizi sağlam dine
davet etti ve hidayet eyledi.
Ne zaman ki, Allah´ım Peygamber
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi aramızdan alınca bizdeki nifak
düğümlerimiz açığa çıktı; din gömleğimiz yıprandı. Hâlbuki hakikatler açık,
hükümlerin nurlu ve belirgindir; sakındırdığın şeyler ortada ve emirlerin
açıktır. Ama bizler onları düşünmeden arkamıza atık. Fakat bizler sırt
çevirmeyi hiçbir zaman istememiştik.
Bu halimizi fırsat bilen şeytan
başını kendi yuvasından çıkarıp, bizleri kendisine doğru çağırdı. Bizlerin de
onun davetini kabullenmeye ve meyilli olduğumuzu gördüğünde; bizi tahrik edip;
kışkırttı, yoldan çıkartmaya çalıştı.
Ey Allah ´ım, Peygamber (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimiz bizim sığınak yerimizdir. O´nun vasıtasıyla bizi
kurtar.
Ey Allah ´ım, ilk yaratılışta O´nu
yarattın. Gördüğümüz ve görmediğimiz nurun şah damarı Peygamber (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimizi yaratılış hakikatinin mayası kıldın. Varlığından
dolayı insanlık şeref buldu. Maddî ve manevî âlemler O´nunla var oldu. Fazilet
hazinesini O´na teslim ettin. O da hazineyi yaratılmışlara kabiliyetleri
miktarınca dağıttı.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) ezeli yurdundan isimler yurduna inen ilâhî emirlerin vasıtasıdır. Sana
kavuşmanın mertebelerini O´nun yanındadır.
O Seni tanıtmak için yurdunu terk
edip, beşer âlemine gelmiştir.
O öyle bir incidir ki, elmaslar,
yakutlar, hareketler, durgunluklar ve bütün olaylar O´ndan çıkar. O, birlik ve
birin arasındaki ince latif çizgidir.
İlâhi hitaplarından çıkan suretlere
O´nu sebep kıldın. Beşeriyetin anlayışından saklanmış sırları Manevî
levhalardaki kalemler, O´nun eliyle yazdılar.
Besmeleyi O´nsuz manaya getirmedin. O
mana ki, her şeydir.
Ol dediğin şeyde ancak O´nunla oldu.
Çünkü nisbetler ve maddenin sırları O´nunladır.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem)´i zahir ve batının çözüm anahtarları yaptın. Kulluk ve rabliğin
sırlarını O´nda toplandın.
Ey Allah ´ım, vacib ve mümküne vakıf
iken O´nu beşeriyet âleminde gösterdin.
O´da kulluğu kendine şeref kabul etti. Kulluk şerefi de O´nunla açığa
çıktı. Yaratılmışlar O´nunla kul olduklarını anlayıp ilahlık davalarından
vazgeçtiler.
Ey Allah´ım Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem) ulaşılmaz manaların yüksek nurudur. Arşın hakikatlerinde ve
doğru yolunun ulu kapısında şimşek gibi parlayan marifet güneşidir. İlâhi
isimlerin tecelli ettiği kalbin, sıfatı noksanlık olan bu âlemin sırrını
bilendir.
O´na büyük hilâfet elbiseni
giydirdin. Vücuduna zamansızlık ve mekânsızlığı layık gördün.
Ey Allah´ım varlığın ancak sır
olmaktan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile açığa çıktı.
Sana kavuşma vasıtalarının
kilitlerini O´nunla açtın.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) varlığın kemali, ezeli şeylerin başlangıcı, ebedi olan nesnelerin son
mührüdür.
O, Sen´inle meşgul olup dünyayı terk
eden, geçmiş ve geleceği bilendir. O´nun şeriatı ile mülk ayakta durabilmiş ve
gizli âlemdeki rahmetini dünyaya çekmiştir.
Teveccühlerinin kıblesi yaptın da
isimler ve sıfatlar elbiselerini giyebildiler. Sen´in cemalini celp etti de
celâlin sakin oldu. Rütbeleri O´na tayin ettirdin.
Hak ve batılı birbirinden O´nunla
ayırdın.
Ey Allah ´ım, O´nun imanı ve amelini
bütün insanlığa kâfi kıldın.
O´nun kendine has ilmi yoktur. O´nun
ilmi Sen´in ilmindir. Çünkü kendine ait ilmini terk etti.
Ey Allah ´ım, O´nun tek düşüncesi Sen
oldun. Hiçbir sevgiyi kendine yar etmedi. O, Sen´de kendini buldu ve varlığını
Sana feda etti. Çünkü vücuda benlik vermek en büyük günahtır. Günah işlemediği
halde yüzlerce tövbe eder, Sen´in yüceliğini tasdik ederdi.
Peygamber (sallallâhü aleyhi ve
sellem) Efendimiz, beşeri kayıtlardan korunmuştu. O´na verdiğin yakınlığı
kullarına dahi Sen tarif etmek istemedin. Manevî katında olan yakınlığını ise
saklı tutup açıkça anlatmadın. Çünkü o hali ancak Efendimiz (sallallâhü aleyhi
ve sellem)´in kendi anlayabilir.
Sen O´nunla O Seninle; Sidre-i
münteha O´na layık oldu. Fakat O´nun gözü Senin ne varlığına takıldı, nede
ayrıldı ve karışmak istedi. Bu yakınlıktan dolayı sarhoş olup yanında kalmak
arzusuna da düşmedi. Güzel sevgilin kulluğuna yönelip Sen´i tercih etti.
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i çok seversin. Çünkü O´nu öyle yarattın ki, kendisiyle
düğümler çözülür, sıkıntı ve zahmetler kolaylaşır, ihtiyaçlar karşılanır,
isteklere ve güzel sonuçlara ulaşılır. Kendisinin yüzü suyu hürmetine rahmet
istenir.
Ey Allah ´ım, Fahri Âlem Muhammed Mustafa
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz benzeri, ikincisi ve yokluğu olmayan
mecburiyet ve gayendir.
Bütün ilimlerin icadı O´nunla oldu.
Hakikatin ilmine kavuşmak isteyeni O´ndan almaya mecbur kıldın. Her sırrın
sırrı, hakikatlerin zorunlu gerçeği ve İslam toplumunun sahibi ve efendisidir.
O, secde yerlerinin nurudur. Hayat
yolunda kalplerin huzur bulduğu garipliğimizi gideren latif arkadaşımızdır.
Ya Rasûlallah (sallallâhü aleyhi ve
sellem), Sana nasıl salât kılmayız.
Çünkü Sen Allah ´a layığı ve kemal
ile çok hamd eden, ikincisi olmayan, övülmeye layık, günahları mahveden,
cehennemden bizi çıkarabilecek en mükemmel insansın. Ayıplardan maddi ve manevi
günah kirlerinden temiz, güzel kokulu,
Efendimizsin.
Öncekileri ve sonrakileri, maddiyat
ve maneviyatı, ümmetini sevgi ve kardeşlikte birleştiren, Ey son peygamber!
Yeri geldiğinde en büyük cengâver,
güzel huyları kendisinde toplayan, güzelliğin baş tacı, kulluk kıyafetini
giyen, devamlı ibadet eden, sırların kendisine saklı olmadığı, Allah ´ın
kendisi ile bizzat görüştüğü, razı olduğu işleri en güzel bilen ve yapansın.
Kurtuluşa sebep olan salih amelleri bilen ve sevdiren, doğruyu anlatmada sabrı
azalmayan, kıyamette bizi başına toplayacak, mazlumların sahibisin.
Allah ´tan yardımı eksilmeyip devamlı
olansın.
Ey Allah ´ım, sevdiğinle Sen´den
istiyoruz. Çünkü O, kulların efendisi, tevhit ehlinin ve büyüyen dairelerin
imamı, sırlar levhası, nurların nuru, sıkıntıda olanların sığınağı, en mükemmel
bilgileri kendinde toplayan Kutbu Rabbanî, en üstün iman elbisesinin belirgin
nişanesi, cömertlik ve iyiliğin kaynağı, semavî himmetler sahibi, ilahi
ilimlere erişmiş olan, ezelî minberdeki hatip, insanlık âlemindeki ilâhi nur,
celâl tacı, cemal cazibesi, kavuşma güneşi, ilahi yurdun izzet ve şerefi, vücut
letafeti, her mevcudun hayatı, ilahi saltanatın en yücesi, ilahi kudret ve yüce
sanatının açık misali, beğenilenin açık nişanesi, ilahi yakınlığa kavuşmuş olan
has kişilerin özüdür.
Ey Allah ´ım, Sen´in büyük sırrın;
hakikî, kıymetli gerçek dostun; hareket eden şeydeki kuvvet, hakikati ayakta
tutan, ilâhî emirleri yüklenici, kulluğun gerçeğini yaşayan, sultan, rahmetin
babası, ilmin efendisi; kuruntuların, zulmetin ve şeytanın vesveselerini
nuruyla silip kesen, keremli şefaatçi, temizliğin ve saflığın timsali, O´nunla
yokluğu vücuda getirdiğin, zerreleri çıkardığın, kudretli Kâbe´n, akılların
secde ettiği, yarattığın mükemmeliyet, kaza ve kaderi tespit eden, Sen´den Sana
ve Sen´inle istediğimiz güneştir.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) Sen´inle dostluk kurmuş, “dünyalara sığmam kalbe sığarım” dediğin
kalbin, “Bana kulluk edin” dediğin hitabın gerçek muhatabı da O
olmuştur.
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem) ne güzeldir. Bizdeki lekeleri O´nun aynasına bakınca
görebildik. O´ndan ne zaman yüz çevirirsek, muhakkak aslımızı bozardık.
Ey Allah ´ım, biliyoruz ki Efendimiz
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Levh-i mahfuzu yazan kalemden dökülen nurlu
harfleri yazan, mukaddes feyizlerini dağıtan, Sen´i sayılara ihtiyaç duymadan
bir olarak bilen, âlemlerin birleştiricisi olan, İsm-i Azam kıldığın
sevgilindir.
Ey Allah ´ım, O varlık âlemini yüzü
suyu hürmetine yarattığın ve O´nun sebebiyle eşyaya var olma ruhsatı verdiğin,
iyilik ve cömertlik sahibi, kutsadığın, yaratılışında harikalar görülen,
ilimlerin ulaşamadığı, sırlarla korunmuş, mertebesine erişilmeyen,
anlatılamayacak rabbanî güzellik, kemal sahibi, hakikatin doğduğu ve övülmesi
mümkün olmayan, katında kıymetli olduğu bilinen bir kulundur.
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem)´e olan nispet ve yakınlık ne güzel bir nispettir. O, bizi ve
insanları azabından korkuttu. Müşriklerin yolundan yüz çevirtti. Şirkin belini
kırıp, halkı hikmet ve güzel nasihatle Sen´in yoluna çağırdı; putları kırdı;
küfrün önderlerini yüzüstü yere serdi.
Sonunda kâfirler topluluğu hüsrana
uğrayarak üstünlüklerini kaybettiler.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) davasından geri dönmezdi. Zat-ın için zahmete katlanır, emrinde
ciddiyet gösterendi. Her zaman kulluğun ışığını açık tutardı. Peygamber
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile bulduğumuz nimetleri çevremiz görürken
bizler hissetmedik.
Ey Allah´ım istiyoruz ki, kayıtlardan
kurtulup Sana kavuşalım. Fakat her şey yine Sen´in takdirindir.
Allah´ım varlığımız Efendimiz
(sallallâhü aleyhi ve sellem)´e kıldığın salât iledir. Bu salâtın bizde can,
kan ve ruh oldu. Küfrün karanlıklarını, sıkıntılarını bizden uzaklaştırdı. Fâni
dünyada baki hayatın diriliğini verdi.
Ey Allah ´ım, Fahri Âlem Muhammed
Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ne güzel yarattın.
Mübarek vücudu çok temizdi. Teri
nezih ve kokusu çok güzeldir ki, ne miske ne de ambere benzedi. O´nunla
tokalaşan kimsenin, o gün elinden güzel kokusu gitmezdi. Mübarek elini hangi
çocuğun başına sürse o çocuk diğer çocuklardan güzel kokusu ile fark edilirdi.
Hiç bir koku onun terinden daha güzel kokmadığına her şey şahitti. Bir yoldan
geçse, O´ndan sonra, o yoldan geçenler, Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve
sellem)´in oradan geçtiğini güzel kokusundan bilirlerdi. Has bir kokusu var
idi. Hariçten bir koku sürünmüş değildi. Mübarek yüzüne değen mendili asla ateş
yakmazdı.
Mübarek gözleri çok kuvvetli görür ve önden gördüğü gibi, arkadan da görürdü.
Ayrıca karanlıkta da görürdü.
O´nun hakikatini gece üzerine koydun,
karardı; gündüz üzerine koydun, ağdı; semalara koydun, direksiz durdu; bütün
kâinata koydun, hayat buldu.
Ey Allah ´ım, O´nun kıymetini ancak
Sen bilebilirsin. Dua edenlerin duasını, O´nun ismini anmadan kabul etmezsin.
O Sen´in nurlarının denizi,
sırlarının madeni, kulların ruhlarının ruhu, paha biçilmez inci, benzersiz
güzel koku, mevcudatın aşk ve mayasıdır. O gizli âlemin özüdür.
O, kâmillerin ulaşmak istedikleri
şeref yeridir.
O´nu gökte Ahmet yeryüzünde Muhammed
diye andın. Ahmet isminde, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in bütün
isimlerini topladın. Ahmet´in elifi ulûhiyet ve yüceliğe delâlet eder. Bu
ismini göktekilere zikir olarak verdin.
Ahmet sırrı; ilahlık ve mahlûk
sırlarının birleştiği mihraptır.
Muhammed sırrı da batılı haktan ayırandır. İsminin M´si sırların H´sı
rahmetlerin, ikinci M´si ilimlerin, D´si derecelerin kaynağıdır.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) ne güzel bir insandır. O´nun gibisi doğmadı ve doğrulmayacaktır. O
kulların ihtiyaç kapısıdır.
Peygamberler içinde yaratılışı en
mükemmel olandır. İnsanlığın irşadına vazifeli biricik önderdir. Sen´i bulmak
O´nu bulmaya bağlanmıştır.
Her şey O´nun arkasından yürümekle
şeref bulmuştur. O bir işareti ile ayı yardı da, gözünü yükseklere ağmadı.
Razı olduğun şefaatin sahibidir.
İsteklerini ümmetine saklayandır. İnsanların şefaat için başvuracağı dermandır.
Tek başına Makam-ı Mahmut´ta durabilendir.
O´nunla hikmetin, rahmetin, mülk ve
melekler âleminin hazineleri açığa çıktı. Celâlin tecelli ettiği, Cemalin de
baktığı güzellikler yakutudur.
İlâhi lütufların tecelli edebileceği
asildir. Kutlu nefesler O´nun ruhundan bizlere akar. İmdat için gelecek yardım
ancak O´ndan gelir.
Cömertlik ancak O´nunla ad bulur. O
fertler içinde seçilmiş büyük ve sıfatına ulaşılmayacak biridir. Öyle ki, Fahri
Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin kabrine dahi uğrayan âşıklarına
Nübüvvet nuru kabrinden parlar, kalbine feyiz verir ve konuşur.
Ey Allah ´ım, yaratılışı benzersiz
olan ve sırları toplayan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile bizi
yakınlığına ulaştır. Yakınlığın sırları Sen´den O´nun nefsine, oradan cesedine,
oradan kalbine ve bizlerin üzerine indir.
Bu âleme
teşrif buyurması rahmet olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e, başlangıçları ve
sonları olmayan; okundukça artan, tükenmeyen; mahlûkatından geçenler ve
kalanlar, ister mümin, ister kâfir olsun; Sana belli olan şeyler; sayıcınca, gözümüz açıp kapayınca,
nefes alış ve verişteki her anımızda sayıların sonsuzluğu, sınırları
ve boyutları kaplayan salât ile salât ve selam ederiz.
Ey Allah ´ım, sırların kendisinden
fışkırdığı, nurların kendisinden infilak ettiği; hakikatlerin kendisine
yükselip, gerçeğini bulduğu; ilimlerinin kendisine inip de O´nun karşısında
mahlûkatın aciz kaldığı; O´nun karşısında anlayışların zayıf kalıp bizden önce
ne geçmiş, ne de gelecek hiçbir kimsenin kendisini idrak edemediği; melekler
âleminin bahçeleri O´nun cemalinin çiçekleri ile güzelleştiği; Ceberut âleminin
havuzları O´nun nurlarının feyzi ile dolup taştığı; her şeyin O´na bağlı
olduğu; huzurunda durabilen, birliğini, sayıların bir sayısına ihtiyaç duymadan
gören ve bilen; O´nu mahlûkattan ayıran Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in
soyuna bizi ilhak eyle. O´nun sahip olduğu şerefi bize layık kıl.
Ey Allah ´ım, huzuruna giden yolda,
yardımınla kuşatılmış olarak, Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem)
Efendimizin yolu ile bize yardım et ve bize öyle tanıt ki, cehalet kanallarından kurtulup selâmet
bulalım. Fazilet pınarından kana kana içelim.
Ey Allah ´ım, en büyük sırlar sahibi
olan Hz. Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizi ruhumun, hayatı kıl. Ruhunu,
hakikatimin sırrı eyle. Hakikatini Hakk´ın gerçekleşmesi ile âlemleri kuşatan
kıl.
Ey Allah ´ım, Hz. Peygamber
(sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz
ile beni batılın tepesine öyle indir ki, beynini dağıtayım. Tevhidin
hallerinden süratle geçir, birliğin deryalarına al ve kaynağına gark et ki; nereye
baktıksa Sen´i, O´nunla bulalım. Uzaklığımız, O´nunla üzerimizden soyulsun.
O´nunla biz hidayetten haberdar olalım.
Ey Allah ´ım, zati sıfatının nurları
Sen´den O´na, O´ndan bize dağılsın. O´nunla görelim, O´nunla işitelim, O´nunla
bulalım, O´nunla hissedelim.
İlâhlığın hakkı için, böyle olduğunu,
bize göster. O´nu tanımayana da marifet
kapısını kapat.
O´nun gibi yaratılmışlar içinde
sırları konuşan olmadığı gibi, benzeyeni de olmadı ve olmayacaktır. O´nun
yolunda olanlardan ve halifelerinden razı ol.
Sen´in birliğinin toplayıcı kudreti
ile Âdemi (yokluk) mihrabında, meleklerin ruhları O´na bakarak secde ettiler. “Âdem
suretimde yaratıldı” diye Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve
sellem)´den bahsettin. Yoksa bizim gibiler için değil. Melekler, bu hakikatin
sırrına şahittir.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) bütün işlerde açık hüküm sahibi, ruhu ile batını, ferdiyeti ile
cismâniyeti, verdiği hükümlerde Allah ´ın muradını arayan gözetleme yeridir.
Ey Allah ´ım, Görülen âlemde
derecelerin sahibi kıldın. Yardımını üzerimize gönder. Kutlu nefesi üzerimizde
olsun, ruhumuz hayat bulup, olaylar üzerine kuvvetimiz ve silahımız olsun.
O´ndan bizi ayıracak bir şey istemiyoruz. O olmasa idi Sen bizi, yok ederdin. O
bizi Sen´den koruyan perdedir.
Ey Allah ´ım, Zamanı, O´nun emrine
verdin. Çünkü O´nunla emniyet vardır. Böylelikle nefsimizin ve hakikatin
sırları bize açılsın. Evvelin, ahirin, zahirin ve batının suretlerini ve
şekillerin belirmesini görelimde suretlerimiz Sen´in istediğin şekle dönüşsün.
Varlığımız aslında önemli bir şey olmadığı gibi, neticesinin de bir manası
yoktur. Bütün kuvvet ve kudretimiz ise O´dur. Her işimizde efendimiz, O olsun
ki menfaat bulalım.
Ey Allah ´ım, salât ve selâmın
yaratılmışların en mükemmeli, yerlerin ve göğün Efendisi, hazinelerin sırrına
ulaşılması için gerekli şifre, varlığın özü, âlemlerin devamına sebep olan
sırrın Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´ in üzerine
olsun.
“Muhakkak ki, Allah ve melekleri Peygamber üzerine salâtta
bulunurlar. Ey iman etmiş kimseler O´nun üzerine salâtta, teslimiyetle selamda
bulunun.” (Ahzab 56)
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem) ile imanı bizler için şirkten temizlenme vesilesi kıldın.
Ey Allah ´ım, Peygamber (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimize salât ve selâm etmemizi bize emir buyurdun. Bizde
emrine itaat ettik. Ne var ki, O´nun şanına layık bir salât ve selâm etmeye
gücümüz yoktur. Aciz olduğumuzdan tarafından yardımını talep ederiz. Bizzat
Sen, şanına layık salât ve selâm kıl. Bizler işlerini Zat-ı Âli´ne ısmarlamakla
huzur bulmuşuz. Salât ve selâm işimizi dahi Sana ısmarlıyoruz.
Allah ´ım, biz Peygamber (sallallâhü
aleyhi ve sellem) Efendimiz ile Sana tevessül ediyoruz. O´nu aydınlık bir
vasıta, Yüce makam sahibi ve yüksek bir aracı kıldın. Onun vasıtasıyla Sen´den
şefaat etme ihsanını bekliyoruz. O büyük şefaat sahibidir ve en saygıdeğer
vesilenin ta kendisidir. O, “Kâbe kavseyni ev edna” sırrına ulaşmıştır.
Bizi O´nun vasıtasıyla zat, sıfat ve
fiillerinin; isim ve yapıtlarının hakikatine eriştir. Ta ki, Senden başkasını
görmeyelim, işitmeyelim, hissetmeyelim ve âlemde Senden başkasını bulmayalım.
O´na vesile ve fazilet makamlarını
ver, şeref ve yüce dereceler ihsan kıl. Onu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmud´a
eriştir. Onun sancağı altında bizi toplayıp, Makam-ı Mahmud´unda
yükselen izzet ve şerefine gark eyle.
Ey Allah ´ım, Efendimiz Muhammed
Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´e öyle bir salât et ki, mahlûkat
yaratılmazdan önce zatının yalnızlığında O´na kıldığın, Sen´in yanında bulunup
bize tarif ettiğin mertebelerinde, hislere açık, delile ihtiyaç olmayan olsun.
Ferdi varlığının devamı müddetince
salâtının devamını istiyoruz.
Allah´ım fazilet ve rahmetinle bizi
Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in şahsiyetine kavuştur, bizim
şahsiyetimizi O´nunkiyle aynı kıl. Yaratılışımızın başlangıcında da, sonunda da
bizi O´na yakın et. Dostluğunun sevgisine, muhabbetinin saflığına, basiretinin
nur kapılarına, iç âleminin sırları toplayıcı özelliğine, merhametinin acıyıp
koruyuculuğuna ve nimetlerine eriştir.
Peygamber (sallallâhü aleyhi ve
sellem) Efendimiz ezelden ebede insaniyetin aslıdır ve kıyamete kadar da baki
kıldın.
Şahsî rahmetini müşahede ederek
kulluk makamında yüksek dereceleri aşarak birliğine ulaştı. Kendi isteği ile
O´nu bu dünyadan aldın kendine götürdün. Böylece bu dünyanın zorluklarından
kurtulup yüksek meleklerin eşliğinde Sen´in rızanla kuşatıldı ve yüce civarına
yerleşti.
Ey Allah ´ım, O´na öyle bir salât ve
selâm kıl ki, Sen´i hoşnut ettiği gibi, O´nu´da hoşnut etsin. Bizden hoşnut
olmaya sebep olsun. Devamınla devam etsin, bekanla baki kalsın. Sen´in ilmin
hariç, salât ve selâm için bir son olmasın. Sayılarla sayılmasın, hesabı
yapılmasın ve tükenmede olmasın. Devamlı ve peş peşe bağlanarak gitsin.
Zerrelerimize işlesin de aklımız, ruhumuz ve cesedimiz O´nda fena bulsun.
Böyle olacağına da imanımız vardır.
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem) ile emniyette olup, yaşamakta zorlanmayalım. İslâm´ın ve
aşkın kapıları bize açılsın. Lâilâhe illallah kalesine O´nunla girebileceğimiz
gibi, Sana açılan kapı ve yolda O´dur. Başka bir yolda yoktur. Seninle
buluşmakta ancak O´nunla olabilir. Yaratılmışların noksanlıklarından ve
kusurlardan, varlığına ait olgun sıfatları, O´nunla arıtırız. O´nun şeref ve
izzeti de noksanlıklardan ve olumsuz şeylerden yücedir.
Ey Allah´ım Sen´i tespih, tazim,
yüceltme, ululama ve büyüklemeyi, ezelden ebede kadar ancak Efendimiz Muhammed
Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) yapabilir. Cemal ve celal sıfatını bir
bakışla ancak O görebilir.
Salât ve selâmın; ebedi yüzük taşı
olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in ebedi olan açık lisanı üzerine
olsun. O, işitenlerin işitme, hareket edenlerin hareket, sakin olanların
sükûnet, oturanların oturma, ayakta duranların durma sebebidir.
Allah ´ım, Muhakkak ki O;
Sen´in, Sana delâlet eden en cami sırrındır. O´nunla, O´ndan, O´na;
ezelle ebed arasını dolduracak ölçüde; sayı kapsamına girmeden; belirli bir
zamana sığmadan bir göz açıp-kapama; şimşek çakması
gibi bir zamanda; her nefeste; Sence bilinen mahlûkat sayısınca; sayısal
mertebelerdeki sonsuz sayılarla;
bildiğin şeyler sayısınca; Sen´den O´na, Sen´in şanına yakışır
ve O´nun da layık olduğu bir salât ve selâm olsun.
Ey Allah ´ım, O´nu Melekler
bahçesinde ezelî lisan söylemiş; yüce makamlarda en güzel şekilde tekrarlamış,
keder ve sıkıntıları gidermek için niyazda bulunulmuş ve çözümü zor hususların
defedilme çaresi olan salât ve selâmın, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem)´e olsun ki; O´na nice ihsanlar ve
nimetler verdin, yardım ettin, elinden tuttun, kendine yaklaştırdın, feyizlerle
suladın, saygı gösterilmiş ve üstün tuttun, ahlâkın en tatlısı, Sen´in apaçık
nurun, ezelî kulun, en sağlam urganın, sağlam kalen, hikmetli celâlin, keremli
cemalindir.
Bu salât, öyle bir makamda söylendi
ki, orada mekân ve zaman, “nereye”, “ne yere”, “nasıl”, “nice” gibi sorular
yok. Her şeyin, Allah ile baki kaldığı;
Allah ´tan geldiği ve Allah ´a döndüğü, Allah
ile beraber olduğu yerdeki bir salât ve selâmdır.
Ey Allah´ım Sen´den uzaklaştırıp
meşgul eden, gönlümüze gelen vesveseden sıyrılmak ve sevmediğin her şeyden
muhafaza olunmamızı talep ediyoruz. Başarımız, ancak Sen´in iledir. Ancak Sana
dayanırız ve Sen´den yardımını bekleriz.
Bizi, kendinle meşgul eyle. Bize öyle bir bağışta bulun ki, O´nda
Sen´den başkasının karışması bulunmasın. Bu bağışın, ilahi ilimlerinle, Rabbanî
sıfatlarınla ve Muhammedî ahlâk ile dolmuş ve gelişmiş bir halde olsun. Ey
Allah ´ım, bize güzel bir zan ver.
Şüphesi olmayan bir inanç ihsan et. Hal ve durumumuzu yardımınla doğrult,
durumlarımızı düzelt. Affımızı talep edince kabul buyur. Sonumuzu hakikate
eriştir.
Ey Allah ´ım, salât ve selâmın O´na
olsun ki; O´nunla düğümler çözülür, üzüntü ve kederler, yorgunluk ve sıkıntılar
giderilir. İhtiyaçlar O´nunla yerine getirilir.
Ey Kendi Zatıyla kaim olup varlığı
Kendinden olan, hiçbir şeye muhtaç bulunmayan, Senin lütuf ve faziletlerini
istiyoruz.
Ey Allah´ım Sen´i hakkıyla bilen
ancak Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´dir. Bizde O´na salât ve selam
ederek sıkıntılarımızın giderilmesini istiyoruz. Bizleri kutsal zat-ı etrafında
toplayarak ayrılıktan kurtar ve beraberliğine kavuştur. Birliğin saflığına ulaşalım.
Yoksa yüce zatına nasıl yol buluruz.
Ey Allah ´ım, bizler O´nun minnet
denizinde korumasıyla korunmuş, nimetiyle gark olmuş, iyiliklerinden haz duymuş
ve O´nun kılıcıyla yardım görmek istiyoruz.
Ey Allah ´ım, O´na olan yakınlığımız
günahlarımızı siler, iyiler yurduna ulaştırır, büyükler ve küçükler rahmete
kavuşur, bu dünyada ve ahirette nimetleniriz.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem)´in zatı, peygamberlerin cesetlerini, nefislerini ve kalplerinin
sırlarını toplamıştır. O´nun nurlarını ve rahmet rüzgârlarını kesintisiz ve
nihayetsiz üzerimize gönder. Hakikatler bize açılsın. Gecelerin ve gündüzlerin ne getireceğini
bilemeyiz.
Allah ´ım, Fahri Âlem Muhammed
Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin makam ve mertebesi hürmetine
Senden mağfiret, hoşnutluk ve tastamam bir kabul olunma istiyoruz. Bizi bu
hususta bir an olsun kendi nefsimizle baş başa bırakma.
Ey Allah ´ım, Efendimiz (sallallâhü
aleyhi ve sellem) ile eksiklerimizi tamamla, aslımıza kavuştur Ayrılık
aramızdan gitsin de zatımız zatı ile sıfatımız sıfatı ile fiilimiz fiilleri
birleşsin.
Ey Allah ´ım, bizi Sen´in rızan
yolunda O´nunla destekle ve yardım et. Sen´in yolunda gitmek için, O´nunla
destek istiyoruz. Bizimle O´nun arasını birleştir. Bizimle, O´ndan başkalarının
arasına gir. Tarafından bize rahmet ihsan eyle, işlerimizde kurtuluş yolları
hazırla.
Biliyoruz
ki; Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i
severek ölen, imanını kurtararak ölür. Kabrini melekler ziyaretgâh edinirler.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´i bulmadan ölenler için “Allah ´ın
rahmetinden umutsuzdur” yazısını, iki gözünün arasına yazıp, umutsuz
yaratırsın.
Ey Allah ´ım, âlemler kutbu olan
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in etrafında nihayetsiz dönüşün
sevdasından kendimizi alamayıp, bakışlarına hayran bir şekilde sarhoş olmuşuz.
Ey kerem sahibi, korunmuş kitabın
muhatabı olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile Sana yüz tuttuk.
Ey kullarının isteğine en güzel cevap
veren! Gerçekten Senin rahmetinin eseri olarak Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) güvenilir bir aracı olarak varlık âlemine gelmiştir.
Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve
sellem) miraca çıktığında, mutlu bir şeye kavuştuğunda, cennete girdiğinde
arkasında bizi arzulayandır. Sen´in yanında feryadını yalnız bizim için
yükseltendir. Bir ihtiyaç için ellerini semaya kaldırdığında, Ümmetim... Diye
lisanın hareket ettirendir. O bizi unutmaz, Sen´de bizi unutma, Ey Allah ´ım,
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) ile zamanın ve mekânın; ayrılık ve uzaklığın; yönlerin, hallerin,
istikrarın kalmadığı yerde, fani varlığımız sebebiyle bizden çıkan
günahlarımızı sil.
Ey Allah ´ım, biz O´nun ümmetinden
olduğumuzu bildiğimizden üzüntü diye bir şeyi düşünmeyiz. Bize ihsanın o kadar
fazla oldu ki, biz ancak yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan
utanıyoruz. Bize O´ndan daha yakın kim olabilir. Ey Allah ´ım, bizi O´ndan uzak
kılma.
Ey Allah ´ım, ne zaman ki, kalbimiz
kararır, canımız sıkılır, onu bizden Sen alırsın. Günahlarımız büyür, affımızın
Sen´den yetişeceğini umarız. Minnetimizi o kadar artır ki, ifadeye kelimeler
yeterli olmasın. Nankörlüğümüzü gördüğünde, O´nun ümmetinin zayıflarından de,
halimizi gizle ve düzeltiver.
Ey Allah´ım Kur´an-ı Kerim´in
inceliklerini, saklanmış ilimlerin manalarını O´nunla istiyoruz. O, insanın ve
gözün nurudur. O´nun sıfatlarını bize giydir. Susuzluğumuzu O´nun marifet
şarabı ile sulandır.
Ey Allah ´ım, yaratılışta ve ihsanda
güzel ve ayrıcalıklı kıldığın gibi, O´nu sevmede bir tane olalım. O´na yakın
olmanın hususî özelliklerini bizlere ihsan et. Böylece ancak O´na varis
olabiliriz. O´nun cisminde fena bulup hakikate ulaşalım. Biliyoruz ki, bunu
ancak O´nunla başarabiliriz.
Ey yardımcısı olmayanların
yardımcısı, senedi olmayanların senedi; ey azığı olmayanların azığı; ey her
garibin sahibi; ey her yalnızın gönüldaşı! Senden başka ilah yoktur. Hem
dünyada, hem ahirette Seni tenzih ve tespih ederiz.
Ey Allah ´ım, celâlinin izzeti ve
izzetinin cemaliyle, saltanatının kudreti ve kudretinin merhametiyle,
peygamberin Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in sevgi ve muhabbetiyle;
merhametsizlikten, kötü, şehevî söz ve davranışlardan Sana sığınıyoruz.
Bizi nefsanî düşüncelerden kurtar,
şeytanî şehvetlerden koru, beşerî pisliklerden temizle, gerçek muhabbet ile
bizleri sadeleştirip arındır. Gaflet ve bilgisizlik kuruntularından uzak
bulundur. Ta ki Sen´in toplayıcı, bir araya getirici birliğinin huzurunda
çokluğun yok olması gibi, şeklimiz ve benliğimizin yok olmasıyla kaybolup
gitsin; insanî hırs ve arzularımız eriyip bitsin.
Ey Allah ´ım, en güzel bildiğin
şeylerle tutunmayı, yaramaz olan şeylerden kaçınmayı, yeteri kadar rızık, züht,
şüpheli şeylerden kaçınmayı, öfke ve rıza halinde merhametini, zenginlik ve
fakirlikte kanaat, işlerimizde tevazu ve doğruluk, Sen´inle ve halkın
arasındaki günahlarımızı affetmeni ve Sana muhtaç olmayı istiyoruz.
İmanımızı peygamberlerin,
sıddıkların, şehitlerin nimetlere eriştirdiğin bahtiyarların istikamet yolu
üzerinde sağlamlaştır. Bizi öyle bir koruyuşla koru ki, tüm halkın şerrinden
emin ve ömrümüzün sonuna kadar kurtulmuş olalım.
Ey Allah ´ım, rağbetimiz Sanadır.
Ancak Sen´den korkarız.
Amelemiz yok ki, ona güvenelim.
Şerefimiz yok ki, önümüze koyalım. Bir senet olarak “Muhammed Ümmetiyiz”
(sallallâhü aleyhi ve sellem) demekten başka çaremiz yoktur. Çünkü günahlarımız
çok, emellerimiz uzun, itaatte tembel, niyetlerimiz emrinin dışındadır.
Şüphesiz ki, biz zalimlerden olduk.
Bizim dost ve yârimiz Sen´sin. Müslüman olduğumuz halde canımızı al. Bizleri
salih kulların zümresine ulaştır. Soy ve evlatlarımızı bizler için ıslah eyle.
Hakikat biz Sana tövbe ediyoruz ve biz Müslümanlardanız.
Ey Allah ´ım, yardım ve merhamet
dilendik, kime derdimizi açtıksa yüzümüze bakmadılar. Sana sevgilin Muhammed
Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz ile yüz tuttuk, boş
çevirmeyeceğine inanıyoruz. O kalplerimizin devası, bedenlerimizin afiyeti, gözlerimizin
nurudur.
Ey Allah ´ım, bizi O´nun cemaatinde
haşret, sünneti üzere amel işlet, yolu üzerinde öldür. O´nu görmeden iman
ettiğimiz için bizi, Sen´in ve O´nun cemalini bu dünyada ve ahirette görmekle,
bize ikramda bulun.
Ey Allah´ım nefesini üzerimize
gönder, kokusu ile hayat bulalım. Nefsimizin hakikatini görüp hakikatine
ulaşalım da evveli, ahiri, zahirî ve batını toplayalım. Uzaklar ve yakınlar
kalksın, bir olalım.
Biliyoruz ki; O, beşer suretinde
gönderdiğin bir hakikatindir. O´nun makamına ulaşamayacağımız gibi, O´nsuz da
yaşayamayız. Biz aciz kullarını, Güzel ve müstecâb isimlerinle O´na kavuştur.
İstiyoruz ki son sözümüz ise Lâilâhe illallah, Muhammed´ür Rasûlallah
olsun.
Ey Allah ´ım, yakınlıktan doğan
sarhoşluğumuzun sözlerinden ve fiillerinden Sana sığınıp, O´nun layık olduğuna
yönelmeyi istiyoruz. Çünkü O, bizi helâk olmaktan koruyandır.
Ey Allah ´ım, Resûlüllâh (sallallâhü
aleyhi ve sellem)´i sevdiğimiz gibi çocuklarını ve ehl-i beytini de severiz. Şu
sözüne iman etmişizdir.
“Gerçekten
Fatıma (radiyallahü anha) kamil olarak iffetini korudu ve bu yüzden Allah onu ve evlatlarını, cennete dahil etti.”
“Rabb´im; Ehl-i beytimden, sülâlemden
birliğine iman edip ve Benim peygamberliğimi kabul edene azap etmeyeceğini,
vaat etti”
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem) ve çocukları Efendilerimizdir. Biz O´nu kendimizden, evlatlarımızdan ve
her şeyimizden çok severiz. Canımızı isterlerse Onlara feda ederiz. Çünkü “kısasta
hayat vardır.” Canını davası uğruna pazara çıkarana, elbette Efendimiz
(sallallâhü aleyhi ve sellem)´den büyük ihsanlar olacaktır.
Ey merhamet edenlerin, en çok
merhamet edeni olan Allah ´ım, Aziz kitabın Kur´an-ı Kerim´inle, Efendimiz
(sallallâhü aleyhi ve sellem)´in kerem dolu nübüvveti ve şerefiyle, babası
İbrahim (aleyhisselâm) ve İsmail (aleyhisselâm) ile, arkadaşları Ebubekir (radiyallahü
anh), Ömer (radiyallahü anh) ve Osman (radiyallahü anh) ile, kızı Fatıma
(radiyallahü anha), Ali (radiyallahü anh) ve oğulları Hasan (radiyallahü anh)
ve Hüseyin (radiyallahü anh) ile, amcası Hamza (radiyallahü anh) ve Abbas
(radiyallahü anh) ile, zevcesi Hatice (radiyallahü anha) ve Aişe (radiyallahü
anha) ile ve diğer temiz zevceleri ile
Sana tevessül edip yöneliyoruz. Senden Onların hürmetine ihtiyaçlarımızı
istiyoruz.
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve
sellem), onları rahmetle andı. Onlar, O´nun halifeleridir. Dinini ayakta
tuttukları gibi ilmine varis oldular, O´nun yolunda gittiler.
Ey Allah ´ım, âline, zürriyetine,
Ehl-i Beytine ve onların dostlarına; içinde güzel bir mükâfat ve edaya lâyık
görülmüş hoşnutluğuna yol açmış salât ve selâmın olsun.
İbrahim (aleyhisselâm)´a ve
hanedanına da salâtını indir. Şüphesiz ki Sen övülmeye lâyıksın, şan ve şeref
sahibisin.
Ey Allah ´ım, bizi onların sırlarının
hakikatine eriştir, marifet basamaklarında yükselerek hakikatleri anlama
imkânını lütfeyle.
Ey Allah ´ım, O´nun dostlarından,
kendisine uyanlardan ve takip edenlerden razı ol. Hakikat yolunda ona uyan
Ashab-ı Kiram ve âlimlerden, iman ehli ve irfan sahiplerinden hoşnut ol. Bizi
de o bahtiyarlara kat.
Ey Allah ´ım, salât ve selâmını;
ruhlar arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in ruhuna,
bedenler arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in bedenine;
kabirler arasında bulunan Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)´in kabri
üzerine indir.
Bu salât ve sebep olacağı feyizler,
O´nun azametli şan ve şerefine uygun düşsün. Kendilerini hürmetle andığımız
Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin, atalarının, hanedan ve
dostlarının değerine uygun, soylu makam ve mertebelerine münasip düşecek bir
salât ve selâm olsun.
Ey Allah´ım Zat-ı´nın
O´na devamlı durmaksızın ettiğin salâtın ile salât ve selam ederiz.
Ey Allah´ım Fahr-i Âlem (sallallâhü
aleyhi ve sellem ve ala âlihî)
Efendimizi çok seviyoruz. Ne kadar üzerine salâvat getirsek, o kadar
özümüzü ihya etmiş oluruz. O´na yakın olmak ne büyük şereftir.
Ey Allah ´ım, O´nu öven Sen´sin. Biz
nasıl O´nu methederiz. Fakat övülmeye layık olmayan nice şeylere övgü dizen
bize, Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize layık olmayan bu
övgüyü nasip kıldığın için binlerce şükürler olsun.
Ey merhamet edenlerin en çok merhamet
edeni Rabb´imiz, şüphesiz ki Sen, her şeyi lâyıkıyla duyar ve bilirsin.
Duamızı; bizden kabul buyur. Bizlere yararlı bir marifet ihsan et. Şüphesiz ki
Senin her şeye gücün yeter. Tövbemizi de, kabul buyur. Muhakkak ki, Sen,
tövbeleri çokça kabul eden Rahîmsin.
Ey Allah´ım canımızdan daha sevimli,
nefsimizden ve aile fertlerimizden daha aziz olan Efendimiz (sallallâhü aleyhi
ve sellem ve ala âlihî)´ye salât ve selam ederiz.
يآ
اَكـــْرَمَ الْـخَــلْــقِ مٰاليﹺ مَـنْ
اَلــُوذُ بِــهِ
سِــوَاكَ عِـنْــدَ حُــلُــولِ الْحـَادِثِ الْــعَـمِـمِ
“Ey bütün yaratılmışların en üstünü ve
en cömerdi olan Yüce Efendim (sallallâhü aleyhi ve sellem) son nefesimde,
sığınacağım senden başka kimse yoktur” (Kaside-i Bürde)
Hamdolsun Kâinatın Rabbi Allah ´a.
Âmin.
| 

